Çarşamba, Ocak 12

Tous les Matins du Monde


Aynı filmden farklı insanlar farklı çıkarımlar yapabilir. Bu filme biri "popüler kültüre bakış" olarak bakabilir. Başka biri "aşk filmi" diyebilir. Doğrudur da.

Ama bir babanın kızlarıyla ilişkisini bu filmin baş köşesine koymak ancak benim gibi bir adama nasip olurdu. Bilmiyorum, yaş 26 oldu, belki de babalık duyguları depreşiyor artık. Filmi, sert mizaçlı babanın "ulan güldür, sevindir o kızları be" diyerek izledim.

Fransız filmi ve 17.yüzyıl filmi. Bana çok uzaktı. Girdik, aile kavramından yakalandık. Bir çıpıda izlendi. Depardieu'ların baba olanı yine müthiş. Oğlan Guillaume bu filmin altında biraz ezilmiş sanki, daha iyi oynadığı filmleri vardı sanki. Jean-Pierre Marielle en iyisiydi.

Türk Marşı da güzel oldu. Fena film değildi ama bir daha izlemem herhalde. Filmin ismi filmin kendisinden daha güzel. Dünyanın bütün sabahları (geri dönüşsüzdür).

Hiç yorum yok: