Salı, Eylül 18

İstanbul'daki United Maçı



1993 yılında, 8 yaşındaydım. Hayal meyal hatırlanan maçlar. Maçları hatırlamak kolay ama şöyle bir gerçek var; 8 yaşındaki çocuk aklıyla hatırlıyoruz. O gözle izledik. Ne bir analiz, ne sokağın nabzı, ne basında yazılanlar...

United eşleşmesine dair akılda kalan bütün hikayeler ilk maça dair. Maçı izlemedim (evde TV bozuktu sanırım), 2-0 olduğunu öğrenince uyumuştum. Ondan sonra, evleri benim odama bakan arkadaşımın mahalleyi ayağa kaldıran sesiyle fırladım. Karşı apartmandan, skorun 2-2'ye geldiğini söylemişti. Bir maçın 2-0'dan dönmesi hangi maç olursa olsun heyecan verici, üstelik bu maç Şampiyonlar Ligi maçı. O sıaralar Şampiyonlar Ligi'nin ne olduğunu da çok net bilmiyordum oysa. Neyse, sonuçta o arkadaşım sayesinde, maça tekrardan asıldık. Radyodan dinledik, heyecanlandık, 3-2'ye sevindik, 3-3'e üzüldük, rövanş için umutlandık.

Peki rövanş?

Hatırlıyorum. Evde izledik. 0-0 bitti. Tur atladık sevindik. Maçtan önce bir aksilik olmazsa tur atlayacağımıza emindik. Neden ki?

Gerçekten böyle bir hissiyat vardı. Acaba bizim evden yayılan güven duygusu mu yoksa tüm camiada ve ülkede var mıydı? O kısmını bilmiyorum. Aynı maç bugün olsa mesela?

United ile çeyrek finale çıkma maçı oynuyoruz (ki o zamanın çeyrek finali bu zamanın yarı finali gibi bir şey aslında). İlk maç orada 3-3. İkinci maç öncesi o kadar rahat olabilir miyiz? Mümkün değil.

Stresten, gerginlikten o 1 haftayı zor geçirirdim herhalde. 3-3'ün hiç bir garantisi yok. 1-0'a gidiyorsun. Bir serseri top her şeyi götürüyor. Üstelik elinden gelenin çok daha fazlasını yapmışsın bir önceki maçta. Hepsi çöpe gidecek. Yüzüp yüzüp kuyruğuna geliyorsun ve bir serseri topla gidiyorsun. Gerçi bir de öte tarafı var; maç başlarken tur atlıyorsun.

O maçı nasıl oynadık, sahada ne yaptık hiç bilmiyorum. Zaten o yaştaki çocuk böyle şeylere dikkat etmez. Tek hatırladığım Tugay'ın çok iyi oynadığı ve 9 numaranın insan gibi koşmadığı. Cantona'ya da uyuz olmuştum baya. 

Tabi bir de Ali Sami Yen Stadı faktörü var. Ama o başka bir yazının konusu. 

Şimdilerde bu kadar nostaljisi yapılırken aklıma geldi, biz o maçı nasıl izledik? Bazı anlar için çocuk kalmak daha sağlıklı...


Hiç yorum yok: