Perşembe, Eylül 13

Ne Bölümdü Ama



Her şey cuma günü, Hollanda maçına 1-2 saat kala başladı. O ana kadar, son zamanların modası olarak, kimse milli takımla ilgilenmiyordu. Ta ki, Abdullah Avcı kadroyu açıklayana kadar. Kendi takımının ve belki de oynadığı ligin en iyisi olan Selçuk yedekti. Ve o andan sonra, özlediğimiz milli maç atmosferinin ateşi yakıldı.

Milli takım, Dünyanın ve Türkiye'nin en popüler dizilerinden daha fazla aksiyon, daha fazla entrika, daha fazla tutku içeriyor. Yaklaşık 15 senedir bu böyle. Kral'ın Jipi, Seul'de Cuma Namazı, Ersen Martin, İsviçre Eşleşmesi, bu dönemin en fazla reyting alan bölümleriydi. Yıllar geçse de, akılda kalan sahneler oldukça fazla. 

Milli Takım Günleri" diye bir dizi yapılsa izlenme rekorları kırar. Bu dizi, son zamanlarda ilgi kaybetse de, bu hafta yeniden eski günlerine geri döndü. Bölümün adı, Selçuk'a İnanmayanlar ve/veya Kaptan Emre olabilir.

Mesela Hollanda maçında, Avcı'nın ayakta maçı izlerken, aynı anda Selçuk'un yedek kulübesinde iki elinin başının arasında olduğu kareden çok vurucu bir sahne çıkacaktır. 

Abdullah Avcı'nın Estonya maçından bir gün önceki basın toplantısı adrenalinin tavan yaptığı sahnelerden biri olur. 

Estonya maçının kadrosunda Selçuk'un olmadığının öğrenildiği an, dizinin en can alıcı anında yaşanan sürpriz gelişmenin ta kendisidir (Yaşlı teyzelerin "belliydi böyle olacağı,harcadılar çocuğu" dediği an).

Bölümün sonuna doğru artan heyecen muazzam. Eski bölümlere de gönderme var. Kadıköy'de tribünlerin Selçuk diye bağırması, hem Arena'da Emre'nin ıslıklandığı bölüme hem de İsviçre Eşleşmesi adlı bölümde skor 3-2 olunca yapılan Genç Fenerbahçeliler tezahüratlarına gönderme olarak sayılabilir. Flashback yapılabilir senaryoda.

Selçuk'un ısınmaya gitmesi, Emre'nin Arda pasıyla Madrid golü atması, Emre'nın gol sevinci, Emre'nin gole sevinirken (ve maç sonunda) Hamit temalı  tavırları ve konuşmaları ( Azerbaycan Sürprizi adlı bölümü izlemeyenler olayların gelişimini anlayamazlar), Selçuk'un oyuna girmesi, Selçuk'un gol atması, Selçuk'un gole sevinmemesi, Burak'ın Selçuk'u havaya kaldırması, maç sonunda Selçuk'un alkışlanması, Burak'ın ıslıklanması, maç sonu Emre'nin ve Avcı'nın açıklamaları....  

İnanılmaz bir bölümdü. Nefesler tutuldu. Aktörler yine muazzam bir iş çıkardılar. Biz de heyecan ve sinir içinde izledik. Bir sonraki bölümde neler olacağını şimdiden merak ediyoruz. Ara ara eski oyuncuların da geri döneceğini tahmin ediyorum. Mesela Kral, bu hafta sonu Lig Tv'den bu bölüme ekleme yapabilir. 

Aslında bir de işlerin perde arkasını öğrensek. Selçuk, Emre hakkında neler düşünüyor? Arda, abisi Emre ile yakın arkadaşı Selçuk arasında kalıyor mu? Hamit, gurbetçi grubu kuruyor mu?, Volkan dönünce neler olacak?. Tek kelimeyle, muhteşem...


2 yorum:

DodgeRam dedi ki...

Guzel yazi eline saglik valla...

Adsız dedi ki...

gole sevinmeyen daha çok nuri gibi geldi bana

bu grup kurma işlerinde arda ustadır ama ispanyada olunca çok yapamıyor sanırım(galatasaraylıyım, yabancı futbolculara belli futbolculara pas verilmediği zamanları izledim gördüm) hamitin bu işlerde bezi olduğunu pek sanmıyorum.