Şimdi bu yazıyı 21 Aralık'tan sonra yazınca biraz tuhaf olacak. Sanki cevap hakkı doğmuş gibi. Gerçi kıyametin kopacağına, daha doğrusu diğer günlerden daha riskli bir gün olduğuna inanmıyordum. Ama 21 Aralık muhabbeti fena değildi, hoşuma gitmişti.
Bütün dünyanın ortak bir şeyi konuşması, ortak bir şeyden korkması, tedirgin olması, ortak bir durumla eğlenmesi güzel bir şey. Globalizm diye yapılan binlerce acı verici uygulamanın yanında, bazen Macarena dansı, bazen Milenyum heyecanı bazen de 21 Aralık daha çok işe yarıyor.
21 Aralık muhabbetine kapılıp Şirince'ye gelen veya bu tarz rituellere girişen insanların daha çok bu maksatla hareket ettiklerine inanıyorum. Buna rağmen yine de buna inanan da olabilir. Pardon olamazmış.
Bunlar mantıklı açıklaması olmayan, hurafeye, safsataya inanan insanlarmış. Bunu diyenler bir dine aşırı derecede bağlı, hatta radikal diye adlandırılan insanlar değil. Tam tersi, muhafazakar zihniyete karşı devamlı savaşan, özgürlüklerden bahseden, inançlara saygı tamlamasını kullanmaktan çekinmeyen, hatta ateist olan insanlar. Evet onların inanmaması normal ama bazıların başka şeye inanması gerizekalılık. Radikal islamcılar, dindarlar, bu kitleyi sorgulasa anlaşılır belki, ama onlar çok daha tutarlı. Onlara göre, mini etek giyen kız ile Şirince'ye giden arasında fark yok. Allah ona ahirette cezasını verecek. Adam 5 ay önce ne düşünüyorsa aynısını söylüyüyor: "Benden olmayan cehennemde yanacak." Ama sen, seneler boyu inançlara saygıdan bahsederken, çok farklı bir şey söyleyen insanın zekasını sorguluyorsun.
"Şirince'ye giden gerizekalılar"ın çoğu farklı kafada insanlar. Öyle sanıyorum yani. Birşeyden korktukları için değil bir şeyi aradıkları için oradalar. Sen çok akıllı olduğu için hiç bir şey aramıyorsun. Büyük ihtimalle 20 Aralık gecesi, "gerizekalılar" Şirince'de şarap içip muhabbet ederken, sen ofisten çıkamadın, çıktıysan araç bulamadın, evine 3-4 saatte döndün ve sefaleti yaşadın. Plaza-apartman arasındaki hayatın gerçekten zeka parıltılarıyla dolu.
Bir de her olayda olduğu gibi, işi rekabete dökenler var. Sanki kıyamet kopsa Şirince'de olanlar kazanacak. Kopmadığı için Şirince'ye gitmeyenler neredeyse "koyduk mu" yazacak. Olası kıyamet gününde bile işi rekabete döken bir zihniyet insanlığa akıl veriyor.
Eğer maddi anlamda gücüm olsaydı ve iş sıkıntısı olmasaydı ben de giderdim. Zaten bir yerlere gitmek için en ufak fırsatı bile kolluyorum (gerçi bu daha çok deplasman maçları oluyor), 21 Aralık'ta da Şirince'ye giderdim. Ne olacak yani, biraz muhabbet, insanlarla konuşma, Şirince'yi görme, kıyamet muhabbeti, ondan sonra 22 Aralık'ta evine dön. Yeni insanlar tanı, yeni fikirler edin, ufkun açılsın. Ama pardon o insanlar gerizekalı, yeni fikir edinecek değiller. Saçma inanışların peşinden gidiyorlar. Sen metrobüsü kovalamaya devam et...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder