Salı, Mart 19

Bu Sefer Oldu




Göztepe - Karşıyaka maçını izlemedim. İzmir'e, maça gitmeyi dahi düşünüyorduk, ona göre planımızı yaptık, pazartesiye ayarlandık ama maç pazara alındı. Bencil düşünmeye gerek yok, en iyisi oldu. Hafta içi derbi mi olur? Ama  mesai olmadığı için izlememeyi tercih ettim. Boş vaktimizi maç izlemeye ayırmak istemedim.

Oysa son yıllardaki bütün Göztepe-Karşıyaka (9 senede 5 tane), hatta Karşıyaka-Altay maçlarını izlemiştim. İtiraf etmek gerekirse, 5-2'lik efsane maç dışında hepsi birbirinden kötüydü. Belki daha iyi maçlar izlemiş olsaydık tercihim farklı olurdu. Futbol böyle işte; ummadığın maç iyi çıkıyor, günlerce beklediğin maç fare doğuruyor. Yazının  başlığı o yüzden bu hali aldı.

Maçın özetini izliyorum, yorumları okuyorum, ne yazacağımı bilemiyorum. Oysa çok fazla hikaye barındırıyor. Maç öncesi olaylar olmuş ama bildiğimiz konular değil. Onların şehri, onların mevzuları... Maç başlıyor, koreografiler yapılıyor. Göztepe'den daha iyisini beklerdim. Düşünce güzeldi ama çok amatör iş olmuş. İki tribünün potansiyeli daha yüksek olduğu için bunu yazmaktan çekinmiyorum. Göztepe'nin yaptığını Beşiktaş tribünü veya Eskişehirspor dışında herhangi bir Anadolu takımı yapsa "büyük iş" derdik. Göztepe, hem der derbide daha iyisini yapabilirdi, yapmalıydı. Ama düşünce-fikir çok güzeldi.

Maç başlayınca iki tane uzaktan atılan gol ve öne geçen Karşıyaka. Zaten psikolojik üstünlük onlardaydı. Ondan sonra rehavet mi oldu acaba? Hakem kararları tartışılacaktır muhakkak ama derbi maçta 5 dakikada skorun 2-2'ye gelmesine engel olamıyorsan şapkayı koymak gerek. 

Ondan sonrasında film kopuyor. Hakem bahsedildiği kadar kötü müydü emin değilim. Gol verilmeliydi sanki. Kırmızı kart ise, daha doğrusu sarı kart, verilebilir gibiydi. Emin değilim 1 kere izledim. Fazla izlemek istemedim, sanırım Karşıyaka'yı sevdiğimden dolayı, böyle bir maç kaybetmelerine üzüldüm. Senelerdir yapılan ve daha seneler boyunca yapılması gereken 5-2 efsanesi tozlu sayfalara girdi. Artık bu maç konuşulacak.

Üstelik bu maçın Şaban faktörü de var. Karşıyaka'da tapılırken, bir gece ansızın Göztepe'ye gidiyorsun, yılın transferi denilirken, sezon boyunca gol dahi atamıyorsun, ondan sonra yedeğe düşüyorsun ve oyuna ilk yarı bitmeden girip 2 gol atıp maçın kahramanı oluyorsun, adını derbi tarihine yazıyorsun. Büyük hikaye. Film olsa inandırıcı gelmez.

İzmir derbisi 10 sene sonra güzel bir maç çıkardı. Onu da hem izleyemedik hem de sempati duyduğumuz takım kaybetti. Ve belki de Karşıyaka psikolojik olarak play-off yolunda büyük yara aldı. Sezonun devamı da zora girdi. Umarım Cihat Arslan hocam başarılı olur, hak ediyor. Ve ne olursa olsun, derbi kazanan takımın taraftarını kıskanıyorum. İzmir'de veya Buenos Aires'de fark etmiyor. 

1 hafta boyunca, dünyanın en mutlu insanları Göztepeliler...


Hiç yorum yok: