Cumartesi, Ocak 31

71 Fragmate einer Chronologie des Zufalls


Haneke filmlerini hiçbir zaman sevemedim. Neden hala izlediğimi de bilmiyorum. Evet insanlar, suça, adam öldürmeye vs. meyilli. Her an bir tesadüf sonucu, bireysel bir cinnet halinin ortasında kalıp kurban sıfatı kazanabilirsiniz. Daha da kötüsü, örgütlü bir şiddet halinin tam içinde de kalıp seneler boyunca bir savaş yaşayabiliriz. Bunu biliyoruz ve farkındayız. Ama bunu neden izleyeyim?

Peki kabul ediiyorum, bu çılgınlık hali evrensel bir sorun haline geliyor ve hepimiz (aslında bence daha çok Batı toplumu) bundan rahatsız oluyoruz. Korkuyoruz. Bankalar tehlikeli, metrolara gönül rahatlığıyla binemiyoruz, komşularmızdan korkuyoruz, bazı ülkeler gitmek istemiyoruz, yabancılaşıyoruz. Bunların bir sinema filmi sayesinde insanların gözünün önüne getirilmesi gerekiyor. Buraya kadar sorun yok. Peki babacığım, neden bu kadar sıkıcı hale sokuyorsun o filmleri.

İnsanlar bir anda ölüyor, sistemin ve toplumun yarattğı kurban, şans eseri oradan geçen birilerini öldürüyor. İnanılmaz vurucu, kan dondurucu bir olay var. Fakat o esnada bizim tek çabamız uyumamak. Silah patlamasa gözlerimiz kapanacaktı.

Belki de vermek istediği mesaj için böyle geniş çaplı bir -temsili- kullanıyor. Yani diyor ki insanlık, medeniyet halının altına saklanmaya çalışan bu kaosun içine batmışken siz hala ekran başında uyuyorsunuz. Haklı olabilir. Fakat benim meselem de onun haklı olup olmaması da değil. Bunun için bir sürü kitap yazıldı, veya başka filmler çekildi. Hepsi de gözleri faltaşı gibi açtı.  Neden Haneke bunların üstüne çıksın ki?

Filmde ilgimi çeken, herhalde her TC vatandaşı gibi, PKK geçen kısımlardı (Yavi Katliamı). Avrupa'nın 1994 yılında, yani en hararetli zamanlarda olaya nasıl baktığının ufak bir işareti de vardı. Yani şimdi Türkiye'de veya Yugoslavya'da veya İrlanda'da yaşayan bir adama bu filmi izlettirince, ciddi anlamda en sonda çıkan benzinci gibi oluyoruz ve sadece "Çok saçma" diyoruz. Neyse, yine aynı konu Haneke haklı ama tarz bu olmamalıydı..(Aradan 22 sene geçmiş, neyin tatavasını yapıyorsak).

"Size huzursuz seyirler dilerim"

Hiç yorum yok: