Çarşamba, Ocak 21

Böyle mi Olacaktı



Erkeklerde genel bir algı vardır. Güzel bir kızla beraber olan şarkıcı ve özellikle futbolcu, yani ünlü, pek sevilmez. Kıskanılır. "Ulan parası var diye kız onla, yoksa çirkin adam, topçu olmasa kız göremez" tarzı cümleler kullanılır. Ben demem. İyi bir futbolcu, güzel kızlarla olmalı. Güzel olması da yetmez, çok güzel, tarz, karizmatik hatunlar bulmalılar. Hatta, bunu başardıkları zaman da ben mutlu oluyorum. Bu adamlar rüya gibi bir mesleğe, kimseye nasip olmayacak bir yeteneğe, ve gençliklerini yaşayacak bir paraya sahipler. Yanlarında güzel bir kız olmasını hak ediyorlar. Gayet doğal...

Hatta bu konuda nerdeyse bir kaynana gibi oluyorum. Bunlar bizim çocuklar ve yanlarına çoğu kızı da yakıştıramıyorum. Mesela, İngiltere'nin temiz suratlı, güleryüzlü, ince bilekli çocuğu David Beckham'a asık suratlı nemrut Victoria'yı hiçbir zaman yakıştıramadım. Evet kız güzel, hatta belki de o ülkenin en tarz hatunu ama o duruş nedir öyle? Sanki Yunanistan'a son dakika golünü atan, 99'da CL'yi kazanan, kahramanlık hikayelerini gerçekleştiren bizim oğlan, kızın oyuncağıymış gibi.  Ve sanki beraber çekildikleri bütün fotoğraflarda kız, bütün bunlardan memnun değilmiş gibi.. Zaten sonunda da kz, bizim oğlanı kendisine feci bağladı. Milan'ı bırakıp LA'ye gitmeler falan da hep bu kızın etkisiydi. 

Veya Arda Turan... Elimizde büyüdü. Zaman içinde çok kavga ettik, kızdık, küstük ama onun iyi bir noktaya geleceğini de biliyorduk. Madrid'e gitti. Dünyanın en iyi futbolcularının yaşadığı şehre... Yanında ise nargile cafe'lerde hesap ödeten cadde kızı Sinem Kobal vardı. Madrid'de yaşayan, Türkiye'nin en klas topçusu, Türkiye'nin en tarz olmayan kızıyla beraberdi. Nedir abi bu? Neyin testini yapıyorsunuz. Hatta arada sırada haber çıkıyordu, Arda'ya Liverpool'dan teklif var ama Sinem Kobal Liverpool'da yaşamak istemiyormuş... Gel de çıldırma... Kendini Posh sanıyor ama Türkiye sınırlarında bile ondan daha çok hakeden 50 kız vardır.

Wesley ile Yolanthe adeta bu konuda ders veriyor. Papaz Casillas, karizmasına uygun bir hatunla beraber yıllardır. 87'li Pique, 16 yaşında La Tortura klibinde izlediği kadınla beraber. Muazzam başarı. Yakışır. Hülya Avşar'ı daha henüz Samsun'da gözüne kestiren Avrupa Gol Kralı Tanju gibi.. Gerçi Tanju'nun olayı yasak aşka giriyor ama olsun.

Asıl konuya gelelim artık. Ronaldo ile Irına ayrıldı. Üzüldüm gerçekten. Bu kadara tencere-kapak bir ilişki zor bulunur. Bir tarafta Portekiz'in bir adasından çıkan fakir çocuk, diğer tarafta Tatar bir babanın köklerinden gelen ve Rusya'da doğan bir kız. Hemen hemen aynı yaşlardalar. Hemen hemen aynı yaşta çalışmaya başlıyorlar. Mesleklerinde zirveye çıkıyorlar. İkisinin de olağanüstü fizikleri var ve en sonunda beraber oluyorlar. Ünlü olmasalardı müthiş bir aşk filmine konu olabilirlerdi. Sınırların kalktığı yeni bir dünya düzenine simge olabilecek bir ilişki. Fakat sonsuza kadar mutlu yaşadılar geleneği gerçek olmadı.

Irına'ya bundan sonraki hayatında başarılar dileriz. Yeni bir sporcu sevgili bulamadığı takdirde sadece Maraton.com'un foto galerisinde denk geliriz artık. Ronaldo'nun ise sıradaki hamlesi önemli. 

Ronaldo hırslı çocuk. 17 yaşında United'a git, orada efsane ol, sonra Real'e git, orada da başar. Messi'nin önüne geçmesinin nedenleri bunlar. Şimdi gidip Paris Hilton ayarı bir kızla beraber olursa ona yakıştıramam. Irına United ise, bundan sonraki hamlesi Real Madrid olmalı. Ne biliyim Barbara mesela, manken olan...

Bu konunun da takipçisi olacağız...


Hiç yorum yok: