Pazar, Ocak 18

The Great Dictator



1940 yılında, daha savaş yeni başlamışken, ABD savaşa girmemişken, toplama kamplarında yaşananlar açığa çıkmamışken, fakat çoğunluğun da korku içinde yaşadığı bir dönemdeyken bu filmi yapmak büyük yürek ister. Chaplin yürekli olduğunu, yüreğinden gelenleri sinemaya aktardığını zaten son sahnedeki muazzam konuşmasıyla daha da kanıtlar.

Sessiz sinemanın önemli ismi; bir dönemi kapar, ilk kez sesli film yapar ve bunu yaratır. Sinema tarihi için bir çağın kapanıp yenisinin açıldığını gösteren en net örnek olarak gösterilebilir. Chaplin'in zamana ayak uydurabilmesi saygı uyandırır. Modern Times'da eleştirisini yapar, The Great Dictator'de ise adeta "Madem öyle, ben de bunu yaptım" der. Üstelik bunu sadece sinemanın gelişimi için söylemez. İçerik olarak da aynı tavrı koyar. Adeta "Madem dünyanın içine düştüğü durum böyle ve ben de bu ortamda sinema yapıyorum, alın size film" der. Bu film nedeniyle o dönem ülkesinde çok eleştirilse de ölümsüz bir eser bırakmış olur.

 Hitler ve Chaplin arasındaki hikayede ayrı bir film konusu olabilir. Hatta tam Oliver Stone'luk bir malzeme. Hitler ve Chaplin aynı haftada dünyaya geliyor. Hitler 20 Nisan 1889, Chaplin 16 Nisan 1889.. İkisi de fiziksel olarak birbirlerine oldukça benzer. İkisi de zamanla dünyanın en çok tanınan insanları olurlar. İkisi de ne olursa olsun ilgi çekici bir zekaya sahiptir.

Ve sonrasında; Hitler Dünya fethine başlarken Chaplin bu filmi yapar. Hitler bu filmi işgal ettiği her yerde yasaklar. Fakat kendisi de iki kez izler. Ama yorum yapmaz. Chaplin, her konu hakkında bağıran ve gürleyen adamın çıldırtan sessizliğine şaşırırmış olabilir, belki de daha sert bir karşılık bekliyordu. O nedenle, "Ne düşündüğünü bilmek için her şeyimi verirdim" der. Aslında bu laf bile Chaplin'in de Hitler kadar olmasa da hırslı olduğunu gösterir. Tabi hırsı ve dehayı farklı amaçlar için kullanan iki adam vardır ortada. Birbiriyle hiç karşılaşmamış, aynı hafta dünyaya gelmiş ve dünyayı etkilemiş iki adamın müthiş rekabeti..

Bu rekabette bizim tarafımız belli ama tarafsız bakınca bile şu film Chaplin'in rekabetteki game-set-match sayısı olarak yerini alıyor.


Hiç yorum yok: