Cumartesi, Ocak 17

Groundhog Day



 Tahminimden daha iyi bir film izledim. Kardeşimle beraber bir film izleyecektik, öneri olarak bu geldi. Pişman olmadık. Zor-yorucu bir günün akşamında, ertesi sabah da erken kalkılacaksa, yıpranmadan, yorulmadan izlenecek filmlerden biri. Belki öğlen saatlerinde yapılan pazar kahvaltısının ardından da izlenir ama ben akşam 21.00 öncesi film izleme taraftarı değilim.

Bill Murray'in oyunculuğunu daha önce çok övdük burada. 20 sene önce çekilen bir film nedeniyle tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Adam müthiş beyler. Yalnız bu filme, senaryoya Tom Hanks tam otururmuş. İzlerken tam onun filmi dedik. Zaten yönetmen Harold Ramis de Murray'den önce ona teklifte bulunmuş.

Filmin konusunu bilmeyenler için kısaca özetleyelim. Nobran bir hava durumu sunucusu, ülkenin bir bölgesinde şenlik haline gelen bir olaya katılır.  Senede bir gün gerçekleşen bu yerel olayın adı"Groundhog Day" dir. Adamımız, sıkıcı bulduğu günden, atmosferden ve şehirden bir an önce kurtulmak ister ama ertesi güne uyanmaz. Aynı günü bir kez daha yaşar. Sonra bir kez daha.... Bir kez daha...

Film buradan yola çıkar. Benzerleri defalarca yapılmıştı. Böyle klasik konulu filmlerde iki şey önemli; birincisi ince espriler, ikincisi oyunculuklar. Neyse ki film ikisini de vasatın üstünde kotarmış.

Bu tarz filmler izleyince, insan direkt "Benim başıma gelseydi ne hissederdım" sorusunu soruyor kendisine.

Kısaca cevaplarsam; aynı zamana, aynı güne, aynı şehre, aynı insanlara, aynı rutine sıkışmak çok zorlayıcı olsa da ölmemek ve zamanın durması baya muhteşem bir şey... İlk başlarda korkutucu ve rahatsız edici olurdu ama sonradan bunun bir piyango olduğunu hissederdim. Sonsuzluk muhteşem bir hediye olurdu ama zamanın durması da rahatsız edici bir durum değil. Yapacak çok şey var. Öğrenecek çok şey var. Tanışacak çok insan var.

Ve evet bu romatik-komedi tarzı olarak etiketlenen filmde de "romantik" kısma çok giremedim.

Hiç yorum yok: