Uzay, uzaylı, korku, yaratık, bilimkurgu... İzlemek istemediğim her şeyi buluşturan bir filmdi. Yine de bir şans vermek istedim. Olmadı. En ufak heyecan, en ufak düşünce, en ufak iyi zaman geçirme yaşanmadı. Sadece Sigourney Weaver'ın uzay gemisinde yalnız kaldıktan sonra üstünü çıkardığı sahnede, uyuklamaktan yırttım.
Tamam, Freud tarzı çıkarımlar falan yapabiliyoruz. Ama bu çıkarım ve metafor konularında da sıkıntım var. İzlerken kurguya çok fazla teslim oluyorum herhalde. Sorunu yine kendime alayım ama yine de olmuyor.
Serinin devamı da varmış ama sanıyorum ikinci bir şansı alamayacak. O kadar da iyi yönetmenler çalışmış ama... Olmuyor işte, kan uyuşmazlığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder