Çarşamba, Aralık 7

Beş Dakikada Değişir Bütün Cümleler

Arjantin, Suudi Arabistan karşısında 1-0 öne geçiyor. Birçok pozisyonu da santimlerle VAR'a takılıyor. Yani 2-3 fark olabilecekken 1-0'da kalıyor. İlk yarı bitmeden yorumlar yapılıyor:

"Bu Suudi Arabistan gibi takımlar niye bu turnuvaya geliyor?
"
"Ne boş takımlar var"
"Arjantin ve Messi finale çıkmaya and içmiş belli"

Ve daha fazlası...

Sonra maç bir anda 2-1'e dönüyor. Bu sefer yorumlar değişiyor:

"Herve Renard hoca taş gibi bir takım kurmuş"
"Bu takım yürür"
"Arjantin şimdiden turnuvanın fiyaskosu"
"Bunlar Meksika ile Polonya'yı da yenemez."

Sonuç; Suudi Arabistan elendi, Arjantin gruptan çıktı.

Fransa, ilk maçında Avustralya'yı 4-1 yendi. Fransa'ya zaten laf yok. Fakat Avustralya yerin dibine sokuldu. Gruplar sona erdiğinde çok sevilen Danimarka sonuncu, Avustralya ikinciydi.

Almanya, Japonya karşısında 1-0 öne geçti. Yorumlar yağdı...

"İşte Almanya özüne döndü"
"2018 unutulmuş, 2014 ruhu dönmüş"
"Bu Japonlar da her şeyi becerdi, bir tek futbol oynamayı öğrenemedi"

Maç sonucu; Almanya 1-2 Japonya! Grup sonucu; Japonya lider, Almanya üçüncü...

F Grubu'na geçelim... İlk maçlar sona erdiğinde kazanan Belçika ve ona karşı iyi oynayan Kanada övgülere mahzar oldu. Günün golsüz ve sıkıcı maçını oynayan Fas ile Hırvatistan da eleştiri oklarına utuldu. Maçlar sona erdiğinde o ikili çıktı, diğer ikili elendi. Hatta Hırvatistan'ın Kanada'yı 1-0 geriden gelip 4-1 yendiği maç efsaneydi bu açıdan.

"İşte abi fiziksel takımlar artık çok önemli"
"Hırvatlar çok yaşlandı, eskisi hibi değiller"
"Biz bu Hırvatistan'ı yeneriz aslında, baksana Kanada bile yeniyor" 

Örnekler çoğaltılabilir.

Dünya Kupası esnasında hem sosyal medyada hem de sosyal hayatta binlerce yorum yapılıyor.  Hepimiz yapıyoruz. Tahminlerimiz oluyor. Normal zamanda da oluyor. Dünya Kupası'nda daha da artıyor. Bunların hepsine kabulüz ama bu kadar tez canlılık normal mi?

Eskiden de süreç sona ermeden, erken konuşanlar olur ve genelde de patlarlardı. İnsanlık tarihi ve futbol yorumlama konusu için yeni bir durumdan bahsetmiyoruz. Fakat yine de o zamanlarda, bahsettiğimiz süreçler daha uzundu. Bir sezonun ilk yarısı, ilk dönemi gibi... Bir maç devam ederken, bu kadar geniş çaplı ve sivri yorumlar yapmak benim için oldukça yeni ve şaşırtıcı duruyor.

Tabi ki sosyal medya sayesinde artık daha çok insana ve daha çok cümleye maruz kalıyoruz. Haliyle alıştığımızın, normal saydığımız seviyenin kendisinden daha fazlasını duyuyoruz, okuyoruz. Gerçi yıllar içinde bu değişime adapte olmuştuk zaten. Burada mesele yorumların çok olması değil. Yorumların, fikirlerin, söylenenlerin; kısa bir süre içinde değişebilmesi ve eskisinin hemen unutulması...

"İnsanlar nasıl böyle başarısız tahmin/ yorum yapıyor" değil meselem. Buna haddim de yok. Fakat neden bu kadar acil, neden bu kadar hızlı yorum yapıyorlar?

Bu konuda tezim şu:

Bir olay anında ilk, en hızlı ve en sivri fikri ortaya koymak herkes için daha önemli artık. Yani Arjantin'in kupayı alacağını tahmin etmek tek başına yetmiyor. Önemli olan onu ilk söyleyen olmak.

Suudi Arabistan'ı yerin dibine sokan ilk kişi olmak, onu öven ilk kişi olmak, Japonya'a sallayan ilk cümleyi kurmak, onları öven ilk insan olmak... Önemli olan cümlenin kendisi değil, ilk olmak...

Yani mesele tahmin yapmak değil, modayı belirlemek. Zira biliyoruz ki, Arjantin maçı kazanırsa zaten herkes Arjantin övecek. O zaman kabalıkta kaybolacağız. Fakat övmeye ilk golün ardından başlarsak önlerden yer kapabiliriz.

Fakat Arjantin yenildi mi? O zaman sorun yok. Hemen Arjantin'e sallarız. Veya Messi'ye. Veya hocalarına... Eğer bunların aksini daha önce yaptıysak, en azından kendimizle çelişmemek adına Suudi Arabistan övmeyi de planlarımızın arasına alabiliriz.

Aslında; maç oynanırken kahvehaneler sessiz kalsa sorun çözülebilir. "Maç sonuna saklayalım yorumları" diyebiliriz. Fakat zaten kahvehanelerde sorun olmuyor. Söz uçuyor yazı kalıyor. Maç oynanırken tweet atmak da engellenebilir belki.

Tabi ki ütopik bir uygulamadan bahsediyorum, ayrıca yasaklara karşıyım, üstelik ben de zaman zaman maç oynanırken Twitter'a bakıyorum...

Fakat bu yazıyı okuyan genç kardeşlerim varsa; onlara ufak bir nasihat olsun. Siz siz olun, modayı yaratacağım diye gaza gelip rezil olmayın.. Kendinizi frenleyin... En azından 90 dakika sabredin.

Hiç yorum yok: