Pazar, Aralık 4

Souvenir

 


Önce övgülerden, sonra yergilerden, en sonunda da fikirlerden bahsedelim...

Güzel konusu ve güçlü sinematografisi ile dikkat çekici bir film. Eskilerin pop yıldızı bir kadın Liliane, artık gözden düşmüş, parasız kalmış ve bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. 60'larındaki bu 'görünmez' kadını fark eden ise onunla aynı fabrikada çalışan ve profesyonel boksör olmaya çalışan 20'lerin başındaki delikanlı Jean'dır...

Bir boksör ve bir eski yıldızın fabrika kantininde başlayan ilişkisi, onlara iyi gelir. Bu özneler, bu mekanlar, bu akış da bizim hoşumuza gider. 

Karakterlerin iyileşme süreci perdeye çok iyi yansır. Yönetmenimiz Bavo Defurne, kamerasını çok iyi kullanır. Kareler, sahneler, replikler, müzikler çok iyi ilerler.

Fakat konunun yavaş yavaş iyileşmeden gelişmeye geçtiği ikinci yarıda işler sarpa sarar. Filmin uzadığını hissederiz. Oysa uzun bir süresi de yoktur. 90 dakikadır sadece. Yine de sahnede şarkı söyleme sekansları çok uzar, sessizlik büyür, konu ilerlemez.

Yani iyi bir film olma fırsatını kullanamaz. Yine de vasat bir film olarak kalır. Çok kötü dememiz mümkün değildir. Kötünün iyisidir.

Peki fikrimiz nedir? Daha önce de burada yazmıştık. Kısa film kültürünün artık daha çok gelişmesi gerekiyor. Üstelik acilen. Şu an dünyadaki birçok olgu, kendisini yeni çağın şartlarına adapte etmeye çalışıyor. O adaptasyon; zamandan tasarruf olarak gösterilen her şeyin kısa olması gerektiğine duyulan inanç. Kısa videolar, kısa reklamlar, kısa alışverişler, kısa yazılar, kısa yolculuklar... Hatta malumunuz, futbol gibi geleneksel bir oyunun bile süresinin kısalması gerektiğinden bahsedenler var.

Sinema bunların hepsinden daha avantajlı. Çünkü onun çatısının altında, daha en başından beri "kısa film" diye bir format vardı. Bu format, çağın getirdiği "fast-food" kültüründen doğmadı. Zaten sanatın içindeydi, sanatın bir başka formuydu. Yani elde böyle bir avantaj varken, filmlerde hikayeleri artık uzun uzun anlatmaya gerek var mı?

10 dakikalara sıkışacak filmlerden bahsetmiyoruz. Fakat mesela Souvenir, 45 dakikalık bir film olsaydı şahane olurdu. 90 dakika onu vasata çekmiş. Peki 45 olamaz mıydı? Neden olmasın?

Ben bu yapının zaman içinde kırılacağına inanıyorum. Fakat nedense halen muhafazakarlık devam ediyor. Sanırım henüz vaktimiz var... Fakat film izlemek için o kadar vaktimiz olmayabilir!

Öte yandan, Souvenir çekildiğinde 63 yaşında olan Isabelle Huppert'in güzelliğine şapka çıkarıyorum. Gençliği bence çok etkileyici değildi. Fakat yaşlandıkça daha klas, daha etkileyici oldu. Ve kesinlikle 63 yaşında göstermiyor.

Yine de onun ustalığına ve zarafetine rağmen filmin en iyi oyuncusu bence o değildi. Kevin Azais, özellikle temponun düştüğü ikinci yarıda filmi taşıyan isim oluyor.

Hiç yorum yok: