Cuma, Aralık 2

Tanios Kayası


Geçen senenin (2021) bana en büyük katkılarından biri Amin Maalouf’tu. Her zaman okumak istediğim ama bir türlü başlayamadığım bir yazardı.

2021’de başladık, 2022’de de listeye Tanios Kayası’nı ekledim.

İlk Doğu’nun Limanları ile perdeyi açmıştım. Fena değildi. Ardından okuduğum Afrikalı Leo bence enfesti. Ve son eklediğim Tanios Kayası’nı da düşününce, bu üçlünün arasında en iyisi halen Afrikalı Leo

Tanios Kayası diğer ikisine kıyasla biraz zayıf kaldı. Yine harika bir roman. Gerçi daha çok öykü gibi. Datça tatilimde kısa sürede okuyup bitirebildim. Çok fazla karakteri yok, dallanan budaklanan bir olay örgüsü yok. Akıcı dille yazılmış. O nedenle de su gibi akıp gidiyor.

Yine güzel ama diğer ikili kadar vurucu ve etkileyici değil. Tabi oralarda çıta çok yükseldi, o nedenle de sönük kaldı Tanios Kayası... Fakat tavsiye etmeyecek değilim. Yine de eğer Maalouf’a başlanmak isteniyorsa ve seviyeyi aşağıdan başlatıp yukarı taşımak tercih edilecekse; külliyata önce Tanios Kayası’ndan başlanabilir. Hayal kırıklığına uğratmaz...

Bense halen en iyisini, en iyisi olduğunu tahmin ettiğimiz en sona saklamaya devam ediyorum. O nedenle de halen Semerkant’a başlamadım. Hayalim orası. Deli Emin’in belediye reisine Artos’u işaret etmesi gibi, kendimi uzaklardan Semerkant’a bakarken buluyorum.

Hiç yorum yok: