İbrahim Üzülmez olayı için bir yazı yazacaktım. Bir futbolcunun sezon içinde sözleşmesinin fesh edilmesi tek başına kötü bir olayken, bu futbolcunun 11 sene takımda oynaması, yıllardır takım kaptanı olması 2 kere can sıkarken, olayın diğer aktörü hala (üstelik mevkisinde alternatif yok diye) takımda duruyorken, uzun uzun "yazıklar olsun" temalı bir yazı yazmaya niyetlendim.
İbrahim Üzülmez, 11 sene Beşiktaş'ta oynayacak kalitede bir futbolcu olmamasına rağmen bu muameleyi de hak etmemişti. Buna karşı bir şeyler yazmak lazımdı. Ciddi cümleler, oturaklı kelimeler gerekiyordu.
Sonra Demirören çıktı. Aslında Üzülmez çıktı ama kameranın olduğu her yerde beliren Büyük Başkan yine sahneye çıktı, rol çaldı. Üzülmez'in son bir isyanına bile müdahele etti. Ve Demirören hiç ciddi değildi. Şaka gibi bir toplantı, saçma saçma cümleler. Transfer şovunu, TFF'ye saldırısını, dünya kulübü yalanını bu toplantıya yine bir şekilde sıkıştırdı. Kendi gösterisini yaptı.
Böyle eğlenceli bir başkan olduktan sonra, çıkıp şurada "İbo'ya ayıp edildi / İbo haketti" demek çok saçma. Ne gereği var. Zaten Demirören kalemi kırmış. Kafasına göre herşey. Kötü örnek oluyor diye gönderdiği adamı A2'yi teklif ediyor. O derece keyifli, o derece ilkesiz.
TFF'ye faşist diyen ama onlarda çok daha faşist davranan bir yönetime sahip Beşiktaş. 5 paragraf yazı yazmaya bile değmezdi. Aama iyi tarafları da var. Dünyadaki bütün faşistler insanları korkuturken, bu grup herkesi güldürüyor. Bugün de iyi güldürdüler bizi gündüz saati.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder