Pazar, Aralık 12

Papa Mafya Ağca

 


Uğur Mumcu'nun neden iyi bir gazeteci olduğunu anlatan kitaplardan. İlk baskısını 1984 yılında yapan Papa Mafya Ağca, aradan geçen 37 yılda birçok insanın evine girdi. Birçok insanın ilgisini çekti. Birçok insanın merakını giderdi. Popüler kültüre referans oldu. Kurtlar Vadisi gibi bir dizinin kültleşen ilk sezonlarının bu kitaptan esinlenmediğini iddia etmemek yanlış olur.

Fakat kitabın, daha doğrusu yazarın esas başarısı burada değil. Kitap, Mumcu'nun Mallorca'da bir otele yaptığı ziyaretle başlıyor. Yazar; Ağca'nın Papa suikasti öncesinde kaldığı oteli incelemeye, oradaki çalışanlarla konuşmaya gitmiş. Kitabın girişi ve belki de en az vurucu olan kısmı ama diğer yandan insan bu çaba karşısında etkileniyor. 2021'den bakınca, bu çabaya şapka çıkarmamamak mümkün değil.

Bugün düşünüyorum da bir gazetecinin Avrupa'da bir adaya giderek araştırma yapması pek olası gözükmüyor. Bunu artan kurla açıklamayacağız tabi. 1980'lerdeki Türkiye de refah bir ülke değildi. Gazetecilerini mutlu mesut yaşatmıyordu. Fakat böyle rol modeller ortaya çıkabilmiş. İşini ciddiye alan gazeteciler, çalışanının iş ahlakına güvenen gazeteler...

Zaten Mumcu'nun gittiği yer tek Mallorca değil. Onu bazen ülke içinde noktalarda, bazen de İtalya'da görüyoruz. Görüşmediği kimse kalmıyor. Papa suikasti ile başlıyor, İpekçi'ye uzanıyor, oradan Bulgar mafyasına, oradan İtalyan gladyosu P2'ye gidiyor. Haliyle önümüze de çok fazla belge koyuyor. Belgelerden kafamız karışıyor adeta. Tabi bir de birbirine bağlı çok fazla karakter işin içine giriyor. Kimin kim olduğunu karıştıracak noktaya geliyoruz. Fakat merakımız bir an olsun eksilmiyor.

Zaman zaman "Keşke filmi çekilse" diyoruz ama zaten ucundan bir Kurtlar Vadisi gerçeği önümüzde duruyor. Ayrıca zamanında Aytunç Altındal'ın bu kitabı Hollywood'a önerdiğini bir Ekşi Sözlük entry'si sayesinde öğreniyorum. Altındal'ın ifadeleri ne kadar doğrudur, bu ayrı tartışma konusu. Fakat Hollywood'un ilgisini çekmesine hiç şaşırmam.

Bir de tabi insanın içi üzülüyor. Gerçekler ortaya dökülmüş, yapanın yanına kâr kalmış, yazanın ömrüne kast edilmiş. Değer miydi? Kitap hemen her soruya ve karanlığa cevap buluyor ama bu soru cevapsız kalıyor.

1984'te yazılan ve onlarca baskı yapan bir kitabı tavsiye edecek değiliz. Fakat gazeteciliğe merakı olanlar için bir metod kitabı olarak düşünülebilir. Uğur Mumcu kitaplarına daha fazla zaman ayırmak lazım.

Hiç yorum yok: