Cumartesi, Eylül 24

Camialtı




Kobe Bryant'ın yarın bir organizasyon için bulunacağı yer; Camialtı Tersanesi. Ayrıntılı bir yazıyı kesin hakediyor ama biz ufak bir yazı ile geçelim.

Benim ,çok değil, 4-5 ay önce tanıştığım bir yer bu tersane. Haliç'in ortasında, Kasımpaşa'nın aşağısında, Balat'ın karşısında.

Önünden gelip geçen insanlar, yıkık dökük gemilerle, paslı demirlerle biraz dudak bükerek bakıyor buraya. Haliç'in çirkin yüzü olarak görenler var. Son yıllarda çok da aktif olmayan, daha çok organizasyonlarla ve film çekimleriyle etkin hale gelen, terk edilmiş görüntüsü olan bir yer.

Aslında, bir erkeğin hayalindeki yer, orası. İçinde çalışan 5-6 kişi var. Başka gelen geçen yok. Sessiz, sakin. Az da olsa iş güç var. Herkes işinde gücünde. Önünde Mavi Marmara yatıyor. Herkes Mavi Marmara'ya siyasi semboller yüklerken, orada çalışanlar "bu gemiyi biz yaptık, evladımız" gözüyle bakıyorlar. Sanırım Boğaz'ın en güzel vapuru olan Paşabahçe vapuru da burada yapılmış, tam emin değilim. Paşabahçe, İstanbul Üniversitesi'nde okuyanlar için özeldir, güzeldir

Kobe boşuna gelmiyor, bahçesinde basketbol potası var. Ara ara basketbol oynuyor çalışanlar. İki tane köpek var, onları besliyorlar. Sabah 9'da geliyorlar, akşam 5'te çıkıyorlar.

Üst taraf Taksim, karşısı Eminönü. Fakat orası kurtarılmış bölge. Tam bir erkek dünyası. Gemide filminin karada geçen soft versiyonu gibi.

Vapur-gemi yaparak, köpek besleyerek, basketbol oynayarak, 4-5 erkek arkadaşla muhabbet ederek geçen bir yaşam. Denizin kenarında, İstanbul'un ortasında ama kimsenin uğramadığı bir yerde. Bir de ara ara Kobe Bryant, Kenan Imırzalioğlu falan geliyor. Muhteşem bir basit hayat.

Belki de bu muhteşem şarkı; Attila İlhan'ın efsane sözleri buraya bakılarak yazılmıştır. Kurtarılmış Bölge'ye saygılar, sevgiler.

Hiç yorum yok: