Cumartesi, Haziran 7

2002-2008

6 senedir beklediğimiz maça yaklaşık 6 saat kaldı. Maç saatini evde tv başında beklerken bir anda aklıma 6 sene öncesi geldi. Brezilya maçını dayımlarda izlemiştim ve şu günlerde yine dayımlarda kalıyorum. Bu mekan benzerliğinden yola çıkarak 6 sene öncesi ile bugün arasındaki benzerlikler geldi aklıma.

İlk rakibimiz Brasil olmuştu 2002'de bu sefer Portugal.
İkisinin de hocası Scolari.
İkisi de aynı dili konuşuyor.
İkisi de bir önceki turnuvada final oynayıp kaybetmişti (98 Fransa, 2004Portekiz).
İkisinin de en önemli oyuncusu Ronaldo ismini taşıyor.
İkisi de Nike giyiyor formalarında.
Turnuvaya yine 2 ülke evsahipliği yapıyor.

Ama asıl önemli benzerlikler milli takımımız için geçerli. Kadro ve teknik heyet basın tarafından çok eleştiriliyor. 2002'de adı konulan "şezlong yazarları" yine piyasaya çıktı. 90 dakika yine özel program yapıyor.
Yıldıray Baştürk yine tartışma konusu. 2002'de sambacılara karşı iyi oynarken oyundan alınmıştı, şimdi turnuva başlamadan kadrodan çıkarıldı.
Hakan Şükür yine tartışma konusu. 2002'de "nasıl oynar bu adam" deniliyordu şimdi "kadroda nasıl olmaz" deniliyor.
2002 sezonunu da geçtiğimiz sezonu da Galatasaray şampiyon tamamladı.
2002'de sarı kırmızılı ekip, bu sene Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde başarılı sonuçlara imza attı.
Milli takım temalı reklamlar yine baygınlık verecek yoğunlukta karşımıza çıkıyor.
2002'de evsahibi ekiplere karşı oynadık bu turnuvada da bunun gerçekleşeceği (en azından biriyle) şimdiden garanti.

Ama bu kadar benzerliğin arasında çok önemli bir fark var. 2002'de hiçbir Avrupa takımı ile karşılaşmadık bu turnuva ise Avrupa Şampiyonası. Çok daha zor, çekişmeli maçalara gebe. Buna rağmen kazanacağımız bir başarı yukarıdaki benzerliklere yenisini ekler ve biz de yeniden hayatı toz pembe görmeye başlarız...

Hiç yorum yok: