Cumartesi, Haziran 21

Türkiye 3-1 Hırvatistan (p)

Yine hangi yorumu yaparsak yapalım eksik kalacak bir maç. Yine 50 yıl sonra yayınlanacak avrupa şampiyonaları belgesellerinde seçilecek 10 maçtan biri olabilecek heyecanda bir maç.
***
Ne Çek maçının son 15 dakikası, ne İsviçre maçının ikinci yarısı. Bu maçtaki kadar dengeli, bu maçtaki kadar ne yaptığını bilen bir milli takımı değil bu turnuvada uzun yıllardır izlemedim. Maçın başından sonuna kadar çok dengeli çok keyifli bir oyun oldu bence. Biz Modric'i marke ettik, onlar Arda'yı. Ön plana çıkan birkaç isim var, ilk önce Hakan Balta diyelim. Turnuvanın başından beri hakkını verdi sol kulvarın, özellikle de savunmada. Ters kademelerde çok başarılı oldu, havadan rakibi bozdu, elinden geldiği kadar ileriye destek verdi. Tuncay Euro 2008'deki en iyi maçını oynadı, en dengeli diyelim veya, paldır küldür değildi. Semih artık FM'de clinical striker olur.
***
Bu turnuvada şansımızın yaver gittiğini de söylemek lazım. Direkten dönen toplar, rakibin kaçırdığı tuhaf pozisyonlar.
***
Maçla ilgili dikkatimi çeken enteresan şeyler var, biri Slaven Bilic'in gol sevinci. O ne güzel gol sevincidir ya, o ne güzel 119'da atılan golün hakkını veren bir sevinçtir. Futbolcusuna koştu, sarıldı, üzerlerine atladı, yanılmıyorsam da o esnada Rakitic'i sakatladı. Diğeri ise bizim tribünlerde oldu. Eski Bursa başkanı Levent Kızıl ve Yıldırım Demirören birbirlerine sarıldı golde. İlginç...
***
Velhasılkelam devam ediyoruz yola. Bu gidişle daha da uzun süreceğe benziyor bu yolculuk. Hakikaten damga vurduk Euro 2008'e. Bundan sonra elensek de Çek maçının üstüne bu maç yetti, arttı bile.

Hiç yorum yok: