Portekiz - Almanya: Almanya'nın dizilişi sahada belirleyici olur diye düşünüyorum. Portekiz'in nasıl oynayacağı üç aşağı beş yukarı belli. Polonya maçındaki tempolu oyun ve biraz da Polonya'nın kötülüğü ile çok boş alan bulmuşlardı. Löw, hem o takıma güvenmişti hem de Avusturya maçındaki Hırvatistan fazlasıyla yanıltıcı olmuştu. Çift forvet üstüne Podolski'yi kaldıramadı Almanya. Löw'ün Gomez'den vazgeçmesi gerekiyor. Podolski ve Frings'in sakatlıkları ne durumda bilmiyorum. Oynayacaklarını düşünürsek ve Gomez kulübeye gelirse, orta alanı kalabalıklaştırma operasyonu için Löw'ün kullanabileceği ilk isim Schweinsteiger, diğeri ise Hitzlsberger olacaktır. Gönlüm Almanlar'dan yana ancak Portekiz favori ve hızlı hücumcuları da ağır Mertesacker-Metzelder için fazlasıyla sorun.
***
Rusya - Hollanda : Rusya'nın bu maçta iddialı olabilmesi için çok iyi savunma yapması gerekiyor. Yoksa hücumda pozisyon bulmakta pek zorluk çekmiyorlar. Arshavin'in de katılımıyla zayıf Hollanda savunması bence turnuvadaki en önemli sınavını verecek. İtalya da Fransa da çok net pozisyonlar bulmuştu ama Hollanda'nın temposu karşısında sürklase olmuşlardı. Rusya gerçekten çok iyi hücum edebilen bir ekip. 4 yedikleri İspanya maçında bile birkaç tane net pozisyonları vardı. Gollü bir maç bekliyorum, Hollanda favori belki ama Rusya turnuvanın sürprizini gerçekleştirirse benim için sürpriz olmaz.
***
İtalya - İspanya : Bir kere İspanya, İsveç ve Rusya maçlarındaki kadar rahat top çeviremeyecek bu kesin. Senna'nın varlığı çok önemli İspanya için, yumuşak Fabregas'a tercih edilmesi normal. İtalya'nın en büyük avantajı çok iyi bir turnuva çıkaran Buffon. Toni hala sessiz. Üstelik ha patladı patlayacak diye beklediğim Panucci-Chiellini tandemi bu kez karşılarında belki de dünyanın en iyi ikililerinden birini bulacak. Tabi İspanya'nın da savunmasının zayıf olduğunu eklemek gerek. Gönlüm İtalya'dan yana, şanslar ortada.
***
Türkiye - Hırvatistan : Hafta içinde Çek maçıyla eli kuvvetlenen Terim medyaya fena salladı ve bu ruh haliyle tabii ki beni hiç şaşırtmadı. Ne desek boş... Sakatların durumu can sıkıyor diyeceğim ama Emre Güngör'ün yokluğu hariç canımı sıkan bir sakatlık yok. Ağır savunmamızda en çabuk oyuncuydu Emre. Kim Gökhan Zan'ı arıyor ki? Bu maçta Hamit sağ kanada geçebilir. Terim'den beklediğim 11 yine çift forvet şeklinde, Tuncay ve Nihat. Orta sahada Ayhan'ın oynaması elzem. Tümer-Topal gibi bir önlibero seçimi bizi uçuruma sürükler. Sol bek Daniel Pranjic'in çok fazla ileri çıkması bizim lehimize bence. O bölgede oynatabileceğimiz çok süratli oyuncularımız var. Hayır topu alınca etrafında dönen Kazım'dan bahsetmiyorum, Finlandiya maçında 4-3-3'ün sağında iyi işler yapan Mevlüt, eğer benzer bir dizilişle sahaya çıkarsak o kulvarda iyi işler yapabilir. Şöyle bir 11'i de Terim'den beklerim. Orta dörtlüyü Arda-Topal-Hamit-Kazım şeklinde oluşturması da beklenebilir. Ama bu orta alan, kalitesini Almanya maçında ispatlamış Hırvat orta sahasının birkaç siklet aşağısında kalır.
Arda-Balta ikilisi de bence en önemli sınavlarını verecek. Arda'nın karşısında fazlasıyla sert Corluka ve Balta'nın karşısında da fazlasıyla seri Srna.
Semih için tabelacı medyanın (hıncal uluç style) bir görüşü var, yedekten girince daha iyi oynar diye. İlk 11 başladığı maçlarda bir araba gol attı Semih Fenerbahçe'de. Bu görüşe katılmıyorum. İleri de oynaması rahatlatır bizi. Sağına Nihat'ı soluna Arda'yı alıp, Ayhan, Topal ve Hamit'li bir orta alan hep hayal ettiğim milli takımdı turnuvanın başından beri. En azından diziliş itibariyle.
Maçta Hırvatistan favori haliyle, ama bu takımdan ümitlenmemek de mümkün değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder