Pazar, Kasım 30
Kumar tuttu
Perşembe, Kasım 27
Denklem
Fairson üzerine
Salı, Kasım 25
Porto öncesi...
Cumartesi, Kasım 22
Bir Karaköy Vapur İskelesi vardı...
Bic
Cuma, Kasım 21
Ne Güzeldir Yollarda Olmak Şimdi
Perşembe, Kasım 20
Ayabakan hakkında...
Şampiyon Ayabakan’ın en kısa sürede sahalara dönmesi dileğiyle…"
Çarşamba, Kasım 19
Issız Adam
İkilem
Salı, Kasım 18
Ezeli Rekabetler / Özgünhan - Demirkazık
***
Özgünhan, Özgün-39.Neame orijinlidir. Babası, Odin, Odinhan, Ayabakan gibi şampiyonlar vermiş daha önce de ne zaman fırsat gelse bu satırlarda itibarını teslim ettiğim 1988 yılının şampiyon atı seçilmiş Özgün iken, anne 39.Neame ise efsane safkanlardan Halid'in de annesidir. Neresinden bakarsak bakalım kuvvetli bir kan hattı. Özgünhan koştuğu 38 yarışın 26'sında potoyu önde geçti, 8'inde plase yaptı, 2 defa 3. olurken, ağır sakatlıklardan çıktıktan sonra koştuğu iki yarışında ise tabela yapamadı.
Demirkazık ise sorunlarından ötürü yarış hayatını kısa sürede noktalamak zorunda kaldıysa da güzel eşgali ve Ögünhan'a kafa tutabilmesiyle akıllarda yer etmiş, Gülerce ekürisinin kıymetli atlarından biridir. Demirkır-56.Seyyare yavrusudur. 2001 jenerasyonu dendiğinde akla gelen 3 attan ikisidir bu ikili zaten. Bu ikilinin yaptığı kapışmalar bir döneme damgasını vurmuşsa da devamlılığını koruyabilen Özgünhan bugün bile gelmiş geçmiş en büyük şampiyonlardan biri kabul edilmektedir ki, sanırım günümüzde onu unutturabilecek kapasitede olan tek isim de Ayabakan'dır. Pazar günü yaşanan talihsizlikten sonra bir daha koşar mı bilinmez tabi...
***
Eskiden 3 yaşlıların sezon açılışındaki en önemli koşusu sayılan 2001 Sultansuyu Tarım İşletme Koşusu'na Demirkazık, Anadolu Ateşi'ni iki defa geçerek girerken, Özgünhan da Adana kumunda Dağhanbey ve Didim gibi ters kumculara bir kez geçildikten sonra sağlam bir toto ile çıkıyordu. Bu yarış okulların kapandığı hafta perşembe günü koşulmuştu. Hatta o gün aldığım bültende, bir sonraki cumartesi Odinhan'ın kazanacağı Ali Rıza Bey Koşusu'nun da kayıtları vardı diye hatırlıyorum. Yarışta koşan isimler o dönem performans olarak birbirine yakındı. Özügnhan, Demirkazık ve Anadolu Ateşi daha sonradan rakiplerinden ayrıldılar ve bugün daha farklı bir yerde olduklarını sööyleyebiliriz. Yarışı Başkanbey kazanmıştı ki nispeten sürprizdi bu sonuç. Özgünhan, Aziziye Koşusu'nda ise Babanur'a geçilmişti. Çanakkale Zaferi, Demirkazık'ın üstünlüğü ile geçilirken ilk 1600 yarışı olması bakımından önemli sayılabilirdi.
Hatay Koşusu'nu ikili yumuşak çimde 1.45.05-09 ile bitirirken Özgünhan baş farkıyla koparmıştı yarışı. Aslında taylık dönemlerinde Demirkazık'ın sanki biraz daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. İyi derken öyle aman aman bir üstünlük yok. 4 yaşlılığında Özgünhan'ın yeni rakibi Tamerinoğlu oldu. Fakat Tamerinoğlu hemen hemen her yarışında tosladı Özgünhan'a. Bu dönemde Albatur yavrusu Anadolu Ateşi'nin de zaman zaman bu ikiliyi zorladığını hatta geçtiğini hatırlatmak lazım. Ankara'da koşulan 2002 yılı Mehmet Ali Kiper Koşusu mesela. Anadolu Ateşi bu yarışta, Özgünhan, Odin, Şirinoğlu gibi isimleri geçmeyi başarmıştı. Bir önceki yıl Odinhan'ın kariyerinin sonunu hazırlayan TSK Koşusu laneti aynı yıl Özgünhan'ı da vururken, yarışta sorun yaşamasına rağmen Demirkazık'ı geçmeyi başardı. Ertesi yıl koştuğu ilk yarışında ise tabela yapamadı.
***
Bu iki safkanın zaman zaman ayyuka çıkan mücadeleleri Demirkazık'ın sorunları yüzünden çaptan düşmesi nedeniyle sekteye uğradı. Son kapışmaları 2004 yılı Cumhuriyet Koşusu idi. Yalçın Akağaç'ın Grand Ekinoks'tan sonra kariyerinde en çok unutamadığı at olan Dayıbey büyük bir sürpriz yaparak Özgünhan ve Demirkazık'ı geçmeyi başarmıştı. Geçmişe bakıldığında 2000'de Odinhan-Tamerinoğlu ne idiyse, 2001'de Özgünhan-Demirkazık oydu bence. Güzel günlerdi...
Pazartesi, Kasım 17
Ayabakan'a dair...
Pazar, Kasım 16
Ayabakan sakatlandı...
Dem
Günün Lafı
Uğur Boral gibi eski(ilk) televole kültürü topçularını seviyorum.
Sıradaki Gelsin
Yürüye Yürüye Şampiyon
Cumartesi, Kasım 15
Football Tycoon
Nereden nereye...
Cuma Sendromu
Derbinin Yeri Olmaz
Cuma, Kasım 14
Alemci Futbolcu
Çarşamba, Kasım 12
The Chinese Restaurant
Restorandaki adam: Yeah, I just got a call. I yell 'Cartwright! Cartwright!', just like
that. Nobody came up, I hang up.
George: Well, was it for Costanza or...
RA: Yes, yes, that's it. Nobody answered...
George: Well was it a woman?
RA: Yeah, yeah. I tell her you not here, she said curse word, I hang up.
***
George: She called. He yelled Cartwright. I missed her.
Jerry: Who's Cartwright?
George: I'm Cartwright!
Jerry: You're not Cartwri...
George: Of course I'm not Cartwright!
Kaybolan Yıllar?
Zico'nun Takımı
Salı, Kasım 11
Sarı Prenses
Tarkan Güçlü Kahraman
***
Filme can veren iki karakter kuşkusuz Vang Yu (hakkı koşar) ile giriştiği mücadelede gözlerini kaybetmesine rağmen kulaklarıyla görüp, rakibin hamlesinin nereden nasıl geleceğini sezen Ulu Gökçe (reha yurdakul) ile filmin sonuna kadar Tarkan'a fena sopa atan Vang Yu'dur. Film Altın Kılıç teması üzerine kuruludur. Buna göre tapınağın birinde bir Altın Kılıç vardır ve bu kılıcı alan hükümdar Sapan ülkesine hakim olacaktır. Attila'nın da amacı budur, Çin ile arasında tampon bir bölge kurmak istiyordur ki Avrupa'ya rahatça sefere çıkabilsin. Altan Deliorman'dan tarih dersleri bitti, filme dönelim... Kılıcı almak ise oldukça zordur. Attila kılıcı almak için tabii ki Tarkan'ı görevlendirir. Tarkan da o zamanlar, kurdu ve e-5 kenarında at arabası çeken atlardan hallice olan kır atıyla bu kutsal görevin peşine düşer...
***
Yalnız yolda başına talihsiz olaylar gelir... Gerçi Alonya'yı görmenin neresi talihsizliktir tartışılır zira Hülya Darcan tıpkı kızı Bergüzar Korel gibi oldukça güzel bir hatundur ve Ulu Gökçe'nin de kızıdır. Girdiği her handa yiyip içen, kendi yemesi içmesi yetmiyormuş gibi bir de kurduna da yediren ve bugüne dek tek kuruş hesap ödememişliği olan Tarkan efendi, başı Kazım Kartal'la derde giren Alonya'yı kurtarayım derken bir komplo sonucu kendi başı derde girer. Başını (ne çok baş dedik) Halit Akçatepe'nin çektiği pırpır tayfa ile birlikte yakalanır ve kurtuluş için tek yol yine binbir testten geçmektir. Tarkan bu testleri de geçer ve bir punduna getirip kendini ve arkadaşlarını esaretten kurtarır.
***
Tapınağa kılıcı almak için vardığında Vang Yu ile karşılaşır ve tabir-i caizse bir araba sopa yer. Yaşaması bir mucizedir artık. Alonya Tarkan'ı bu perişan halden kurtarır ve bir umut Ulu Gökçe'nin yanına getirir. Filmin en absürd sahneleri de bundan sonra yaşanır. Ulu Gökçe Tarkan'ı bir muayene eder, tüm kemiklerinin kırılmış olduğunu, yaşayabileceğini ancak döğüşemeyeceğini söyler. Yaşaması için de ancak kurt sütü lazımdır ki burada Tarkan'ın en sadık dostu kurt flashback yaşar, gider kurt sütü bulur, buradan öğreniyoruz ki Tarkan'ı kurtlar büyütmüştür... Kurt sütünü alan Tarkan kendine gelir ancak yeniden eski kudretine kavuşabilmesi için bilmemkaçbin derecelik, dünyanın bütün madenlerinn eridiği (kimya dersinden öğrenmiştik, demir 5000 derecede eriyor, bizim vücut sıcaklığımız 40'a vurduğu zaman havale geçiriyoruz) lav havuzuna girmesi ve oradan sağ çıkması gerekmektedir. Erkekliğe bok sürdürmemek için kabul etse de, havuza girerken bağırıp inlemeyi de ihmal etmez.
***
Tarkan havuzdan sapasağlam çıkar... Ulu Gökçe'nin rövanşı da alamadığı Vang Yu ile karşılaşır ve bize öğretilen tipik Çin yavşaklığı ile Tarkan'a düello teklif eder. Kazanırsa tapınakta yediği dayağa rağmen Altın Kılıç'ı alacaktır. Ayı postuna oku yollar, ancak postun arkasında kılıç değil Vang Yu'nun esir ettiği Alonya vardır ve Tarkan istemeden Alonya'yı öldürür. Bu sahne filmin en akılda kalıcı sahnesi bana kalırsa, kocaman gözlerini açmış Alonya'nın şakaklarından ilkokulda kullandığımız suluboya akmaktadır.
***
Tarkan filmin sonunda Vang Yu ve çetesini perişan eder, Altın Kılıç'ı da alır ve yeni serüvenlere doğru yol alır...
Derbi Bitmez
Pazar, Kasım 9
Fenerbahçe 4-1 Galatasaray
Kadıköy'deki En Unutulmaz 5 FB-GS Maçı
Cumartesi, Kasım 8
Çubuklu vs Parçalı
Cuma, Kasım 7
Aşık Oldum
Sedat: Teessüf ederim Selma, insan bunca yıllık eşine rezil der mi...
Selma: Aynı apartmanda aynı katta oturduğumuz…
Sedat: Aynı katta diiliz, üst katta oturuyor...
Selma: Sabah buluşuyorlar, öğleden sonraları da mektup yazıyorlarmış birbirlerine...
Sedat: Abartıyorsun, abartıyor... Buluştuğumuz günlerde değil, buluşmadığımız günlerde mektuplaşıyorduk.
Sedat: Ben o mukaddes yatakta hiçbir zaman şey yapmadım! Her zaman salondaki divanda yaptım aaa!!!
Perşembe, Kasım 6
1 puan 1 puandır
Çarşamba, Kasım 5
Zamanı geri sarsam...
Fırtınalar dizisi Ebru Gündeş'in ilk ciddi oyunculuk denemesiydi. Kerem Alışık ile başrolü paylaşıyordu, dizide Senem Hakkı ve Oylum Öktem gibi genç isimlerin yanında Güzin Özyağcılar ve Erol Taş gibi tecrübeli oyuncular da vardı. Yalnız diziye can veren karakter Gönül Cebeci'ydi, hakkını verelim. Daha sonra her albüme bir dizi dönemi başladı, Deli Divane'de Gökhan Arsoy, klibinde Uche'nin oynadığı Sen Allah'ın bir Lütfusun şarkısının dizi versiyonunda ise Tolga Savacı ile başrolü paylaşmıştı. Bu dönemlerde Sevme Yanarsın gibi enkaz kliplerin yerini Sırnaşık Sevgilim gibi nispeten daha iyi klipler almıştı. Belki de klipler hala kötüydü ancak Ebru Gündeş güzelleşmişti... Belki de bir nesli böyle uyuttular... Belki de Arsenal maçı öncesinde böyle alakasız bir post girerek ben kafamı boşaltayım dedim, bilemiyorum.