Yarın, merakla eklediğimiz TBL başlıyor. İlginç bir cümle, ilginç bir yazı başlangıcı. Merakla beklenen TBL. 10 sene önce 100 kişinin gittiği maçlar, dolmayan derbiler, haberi yazılmayan final serilerinden sonra bugünlere gelmek çok ilginç. Kısa kısa kırılma anlarına bakalım, bugünlere nasıl gelindi.
1-) Koraç Kupası: Bunu yazmak gereksiz. Üstelik bu final ve şampiyonluk sonrasında basketbola ilgi oldukça artımıştı. Fakat havası sadece 3-5 sene sürmüştü. Yani aslında bu günün atmosferinin sebebi bu değil. Ama şu var, bugün basketbol maçlarına giden, izleyen, yazan 20 yaş üzeri nesil, ilk tohumlarını o dönemde attı.
2-) Euro 2001: Aslında bu turnuvanın öncesinde daha çekişmeli ve kaliteli bir lig vardı. Daha çok izlenen bir lig vardı. Rivers'dan, Michael Anderson'a, Quadre Lollis'den Mulaömeroviç'e, Marko Miliç'ten, Abdul Rauf'a kaliteli yabancılarla bezenmiş bir lig vardı. Fakat özellikle Tofaş'ın kapanması ligin kalitesini azalttı. 2 takımlı bir lige dönüştü. Peki Euro 2001'in katkısı ne oldu?Milli takımın önemi arttı ve milli takıma oyuncu yetiştirmek için TBL iyi bir arena oldu. Semih Erden, Ömer Aşık gibi NBA'de oynayan yıldızlar TBL'nin soğuk salonlarında tedrisatan geçti, lige ilgi arttı.
3-) 2003 Galatasaray - Fenerbahçe çeyrek final serisi: Önemlidir. . İlk 2 belli 3.kim sezonlarından biri. Kazanan takım yarı finale çıkacak ve orada elenecek. Bu yüzden tribünler hiç dolmamıştır
İki takım taraftarları da aynı maçta yer alabilmiştir. Bir pota arkası lacivert, diğer pota arkası kırmızı. İlk 2 maçı kazanan Galatasaray, sonra 2-2 yapan Fenerbahçe. Son maçta, 18 Mayıs'ta, sahne alan Koch 35 sayı attı, Galatasaray'ın unutulmazlarından biri oldu. Marc Dickel da uzatmaya kalan maçta trible-double yaparak lig tarihine geçmişti. O günlerde seriyi izleyenler, salonu daha çok sık dolurmaya başladılar.
4-) 2004 Fenerbahçe - Beşiktaş FİBA Avrupa Ligi Serisi: Çılgınılığın tarifi. Kazanan, Avrupa'nın gelmiş geçmiş en prestijsiz turnuvasında final-four'a kalacaktı. Ama turnuvaya anlam katan İstanbul takımları oldu. Akatlar ve Abdi İpekçi çıldırdı, El Amin çıldırdı, en çok Damir Mrsiç çıldırdı. Bosnalı, son maçta 37 sayı attı. Abdi İpekçi full çekti, olaylar çıktı, derbinin şanı yürüdü.
5-) 2 Ocak 2005 Fenerbahçe - Galatasaray maçı: Bir hafta önce Fenerbahçe, Ülker ile oynuyor. Salon nispeten dolu. Abdi İpekçi'nin perdeleri yerinde, yani aslında salon dolu gözüküyor ama en fazla yarısı dolu. Sonra maç başlıyor, Fenerbahçe taraftarı salona akın ediyor. Abdi İpekçi'nin perdeleri maç oynanırken kalkıyor. Fenerbahçe maçı son anda kaybediyor ama Ülker'e kafa tutması dikkat çekiyor. Ve ne oluyorsa bir hafta sonra oluyor.
İlk defa Adi ipekçi'de bir lig maçında, üstelik soğuk bir ocak gününde 12.000 kişi salona geliyor. Fenerbahçe ve Galatasaray basketbol olmasa da tribün ziyafeti veriyor. Maçın haberi bir gün sonra gazetelerde ilk sayfadan veriliyor. Fenerbahçe yeniyor ama ilgi tavan yapıyor. Bir de Türkiye Bard's Song'u bu maçtan sonra tanıyor.
6-) 2005 Beşiktaş: Galatasaray ile Fenerbahçe salon dolduruken, Beşiktaş boş durmuyor tabi. Aynı sene, Akatlar heyecanın kralını yaşıyor. Seneler sonra 3 büyükelerden biri final oynuyor. Türkiye Ligi'nde ezber bozuluyor. Kartal, Ülker'i ligde 2 kere yeniyor, play-off'ta eliyor. Beşiktaş 30 sene sonra Tolga Tekinalp, Nedim Yücel ile final oynuyor. Efes, Beşiktaş korkusuyla salona Beşiktaşlı almıyor, bilet fiyatlarını yüksetiyor. O günden sonra Koraç Kupası sempatisi kalmıyor.
7-) 2008 Torino: Fenerbahçe ile Ülker birleşince Galatasaray ile Beşiktaş yine arka planda kalıyor. Lig iki takımlı lige dönüyor. 3 sene önce final oynayan Beşiktaş Euroleague'a katılamıyor, amaçsızlık ortaya çıkıyor. Uleb Cup'ın Torino'daki 8li finaline kalan Galatasaray ile Beşiktaş birbirlerine rakip oluyor. Kıran kıran geçen maçta Cüneyt Erden atıyor, Galatasaray yarı finale çıkıyor. Avrupa Kupası lige, yeni rekabet alanları olarak yansıyor. Kadrolar genişliyor, gelişiyor. Ligin yayın hakları para etmeye başlıyor.
8-) Ezeli final: Ve tabi geçen sene. Burada çok yazdık. Tekrar yazmaya gerek yok. Finali iki İstanbul büyüğü oynuyor. 21 sene sonra. Spor Sergi günleri canlanıyor. Hedefler değişiyor. Galatasaray Euroleague'e giriyor, Fenerbahçe kendi salonunu yapıyor. Futbolda samimiyetin kaybolduğunu düşünen basketbol salonlarına geliyor.
1 yorum:
süper yazı tebrik ederim. futbolun bu kokuşmuşluğunda basketbol tek dayanağımız.
Yorum Gönder