33. Avrasya Maratonu. Bir yerden sonra olay koptu, insanların köprüde kahvaltı edip, fotoğraf çektiği bir ana dönüştü. Belki de Facebook'un popülerleşmesinden sonradır.
Bu sene ben de niyetlendim. Numara bile aldım. Ama gidemedik. Zaten bu havada gidilir mi amk. Böyle bir maraton niye ekimin sonunda yapılır. Eylül ayı daha uygun olmaz mı? Güneşli havada. Kendimi bildim bileli bu maraton yağmura ve soğuğa denk gelir.
Gitmek isterdim. İstanbul'da, en azından Kartal ile Fatih arasında yürümediğim sokak-cadde kalmadı. Köprünün üzerinden yürümek, işe yürüyerek gitmek değişik olabilirdi. Olmadı. Gidenler eğlenmiştir umarım. Bundan sonra daha çok yürümelerini tavsiye ederim. Yürümek güzeldir.
İstanbul'da güzel olan bir başka şey de vapur. Bugün metrobüs hattı kesilince vapuru kullandık. Ayrı bir keyif. Hem mesafe gidiyorsun, hem de rahat rahat oturuyorsun. Bunu da uzun süredir, sanırım 4 aydır yaşamamıştım iyi oldu. Maratonun parkuruna da Beşiktaş'tan katılıp Zincirlikuyu'ya yürüyünce maratondan da eksik kalmamış olduk.
Galatasaray poları ve sarı-kırmızı atkımla, Beşiktaş'ın ortasında Fenerbahçe kalabalığı ile karşılaşmam da enteresan oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder