Çarşamba, Mart 21

Galatasaray 0-1 Sivasspor





Bu maça gitmeyi çok önceden kafayı koymuştum. Sebebi Türkiye Kupası maçı olması ve Fenerbahçe maçından sonra oynanıyor olması. Fenerbahçe maçlarından sonra herkes maça gitmez. Türkiye Kupası da pek ilgi gören bir organizasyon değil. Bileti aldığımda henüz Fenerbahçe da oynanmamıştı.

Maç günü canım sıkıldı. Hiç gidesim yoktu. Klasik olarak, her Arena günü akşama doğru uykum geliyor. Gidesim gelmiyor.Ayaklarım geri geri gidiyor. Yolu ayrı dert girişi ayrdı dert. Saat 20.17 olmuş ama içeriye giresim yok. Daha maç başlamadan "inşallah uzamaz" diyoruz.

Zaten gün içinde farklı şeyler yaşamışım. O şeylerin bir ufağını 2 sene önceki son iç saha maçı olan Antalyaspor maçında yaşamıştım. O günü son Sami Yen maçım sanmıştım. Dünü de son Arena maçım olarak dillendirdim. En azından bu sezon olarak. Şüphesiz ki tükürdüğümüzü yalayacağız.


İçeri giriyoruz. Yer seçmek zorundayız. Stadyumda gezemiyorsun. Hayvan gibi stad yapıyorsun, ama sadece bir koltuğa sıkışıyorsun. Maça kim gelmiş, tanıdık kim var bakamıyorsun. Ayağa kalkman sıkıntı, oturman dert. Sahaya uzaksın. Maça giremiyorsun. Maç da tat vermiyor. 3 gün önce heyecan stres tavan yapmış, öyle bir 90 dakika oynamışsın, şimdi yenilsen umrunda değil. Giremiyorsun maça.

İlk yarı bitince gezinmeye başlıyorum, rahatlıyorum. Yoksa çekilecek çile değil. İkinci yarıyı başka bir koltukta izliyorum. O esnada golü de yiyoruz. Sivasspor ve Antalyaspor dışında bir takıma elenmemiz çok enteresan. Geçen sene nasıl oldu da Gaziantep'e elendik. Son 3 sezondur iç saha maçlarında eleniyoruz. Artık koymuyor.

Hakem kötüydü. Ama niye kötü olduğunu bile göremedim. Sadece oyunu sık sık durdurması sıktı canımı. Son dakikada eli vermedi, pek üzülmedim. Boşu boşuna yarım saat daha stadyumda geçecekti. Stadyumdan çıktım, eve geldim başım ağrıyordu. Neredeyse 24 saat geçti hala başım ağrıyor. Bu sezon Arena'ya daha uğramam.

Maçla ilgili biraz yazalım, karamsarlık kalksın. Yenildiğimiz bir maçta takımın en iyisi Ufuk Ceylan oluyor. Taffarel, gerçekten büyük hocaymış. Aydın iyidi ama sakatlandı. Şanslı mı şanssız mı belli değil. Engin ile Selçuk'u ayırt edemeyecek bir yerde maç izledim. Ama Engin, topla saçmalamalarından belli etti kendini.

Kazım'a gönderme yapsam kızacaksınız. Ama Aydın yerine Kazım oynasa veya Aydın sakatlanınca o girse veya Elmander yokken Kazım forvet oynasa veya Sercan yerine oyuna giren o olsaydı çok değişik olurdu. Necati kötüydü ama ondan her maç aynı futbolu beklemek hayalcilik. Necati'yi sevmem ama bu konuda da eleştirmem. Kötü maçları olacaktır, hele her maça 11'de başlayacaksa.

Hala homurtular var tribünde. Takım kupadan elenmiş ama 3 gün önce Kadıköy'de 2 gol atmış. Ligde 9 puanla lider. Ama hala memnuniyetsizlik. Sorun bende sanırım. O zaman, devrede çalan Yalın şarkısı; git patlat bu kafayı şimdi.

Hiç yorum yok: