En güzel maç. Hafta içi, akşam saati, ıssız bir salon, derbi yenilgisi sonrası, zayıf rakip. Toplam 200 kişi. Biz bizeyiz.
Yaş büyüdüğü için artık yaşıtları böyle maçlarda görmek mümkün olmuyor. Olsun.
Yine maça geç kaldık. Bu sene hava atışı pek göremedik. Vapurla maça gitmek ayrı bir keyif. Konudan bağımsız, maç saatinde sis olması ve bizim salonda olmamız üzdü. Keşke futbol maçı olsaydı. Sisli bir gece yarısında maç, yine Beşiktaş'a denk geldi.
Rakip adeta eski Fener. Asım Pars, Erdal Bibo, Barış Güney, Maxim Can. En iyisi, en genç olanı Maxim. Maxim'de yetenek çok fazla, potansiyel var. Kiraya gitmesi doğru mu bilmiyorum. Aynısından bir tane de bizde var. Göksenin. Nedense beğenilmiyor. Yeterli süre verilmeye başladı. Fiziği çok iyi. Sorumluluk alıyor. Yıllarca altyapıdan çıkan genç oyuncu diye İsmet Hacıoğlu'nu izledikten sonra şimdi Göksenin, prensi gibi geliyor. En sevindirici olanı, Maxim bile Mersin'e kiralanmışken, Göksenin'in burada kalması, gözümüzün önünde olması.
Sertaç için aynı şeyleri söyleyemem ama 100. sayıyı atmış olması biraz sempati oluşturdu. Sertaç, boyu uzun diye takıma alınan Sultan gibi; Göksenin ise yeteneği küçük yaşta keşfedilen Kerem Tunçeri gibi.
Maç rahat geçti. Kötü şey bulmak çok zor. Lakoviç'in eski günlerindeki gibi yükselip attığı üçlük, Shumpert'ın arka arkaya soktukları..
Sinsi sinsi maçın en skoreri olan Cevher?
3 kritik maçı kaybetmemize rağmen hala lig ikincisiyiz. Hala avantaj bizde. Fenerbahçe de Beşiktaş da İpekçi'ye gelecek.
Hafta içi zayıf takımla maç bir daha mart ayının başında; rakip Tofaş. Heyecanla beklenen maç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder