Perşembe, Ocak 1

Fenerbahçe-Galatasaray Erkek Basketbol Maçı

Buraya sık sık girenler o maçı defalarca hatırlattığımı bilirler. 4 sene önce oynanan basketbol maçı. Bu haftasonu yine bir derbi var, öncesinde o maçı anmakta yarar var diye düşünüyorum.
Aslında herşey bir hafta önce başladı. Bir önceki haftasonu Abdi İpekçi'de Ülkerspor, Fenerbahçe ile oynamakta. Yıllardır ÜL-EF ligi haline gelen basketbolumuz için gayet sıradan bir maç gibi gözüküyordu. Ben de evden çıkmak üzereydim ve sadece ilk çeyreğe bakmaya niyetliydim. Amerikan filmlerindeki başroldeki adam, evden tam çıkarken televizyonda olağanüstü bir şey olur ve evden çıkmayı erteler ya benimki de öyle oldu.
Euroleague maçları dışında kalkmayan, salon kalabalık gözüksün diye konulan perde sürekli geriye atılıyordu. Salon maçın başlamasıyla beraber doluyordu. Fenerbahçe seyircisi inanılmaz bir ilgi göstermişti. O maç olaylı bir şekilde sona erdi. Fenerbahçe farklı götürdüğü maçı 2 sayıyla kaybetmişti. Ama önemli değildi, çünkü akıllar bir hafta sonra oynanacak maçtaydı.
Yıllardır alışık olduğumuz gibi bir pota arkası Fenerbahçe diğeri Galatasaray'a ayrılmış şekilde 400-500 seyirciye oynanmayacaktı. 2 Ocak günü Abdi İpekçi Arena tarihi günlerinden birini yaşamıştı.
O gün benim doğumgünümdü. Doğum günümde maç olma ihtimali çok düşüktür. Malum futbol sezonu devre arasında. Ama o güne bu sefer bir FB-GS maçı denk gelmişti. Yüzde kaçlık bir ihtimal acaba?
Yeni yılın ilk pazarında üç arkadaş, Bağdat Caddesi'nden Kazlıçeşme'ye atkıları saklamış vaziyette ulaştık. Abdi İpekçi'yi en son Efes Pilsen'in Koraç Kupası yıllarında böyle görmüştüm. Bize anlatılan, resimlerde siyah-beyaz videolarda gördüğümüz Spor Sergi günlerinden biri gibiydi sanki.
Ev sahibi olması nedeniyle salonun dörtte üçü Fenerbahçe'ye, geri kalanı bize ayrılmıştı. Salonun tamamı dolu olduğu kesindi, tartışılan soru ne kadar fazlası olduğuydu. Şu anda sık söylenen tezahürat gibi iki kulübün yönetim-futbolcu-taraftarı, herkes ordaydı. Hatta bir ara İbrahim Kutluay bile gelmişti galiba. Ya da bir sene sonraki maçtı o, Peralta daha iyi hatırlar.
Derbilerin üçlük kralı Damir Mrsiç, Galatasaray taraftarının gözbebeği(!) Erdal Bibo, savunma bakanı Ömer Onan, zor maçların adamı Marc Salyers, haftalar sonra sakatlanarak nazar değecek olan Chris Booker beşiyle favori olarak başladı Fenerbahçe. Galatasaray'da ise, Fenerbahçeli tartaftarların gözbebeği(!) kaptan Burak Sezgin, hiçbir zaman bekleneni veremeyen Karşıyaka genci Arda Vekiloğlu, gönderilmesine o zaman anlam veremediğim Brian Boddicker, kimsenin hatırlamak istemediği yabancılar Jackobson ve Johnson beşi sahada yer aldı.
İlk periyot tribünlerdeki gibi başa baş geçti. Halil Üner'e rağmen kazanabiliriz inancı yerşleşti,iknci periyot 18-18 eşitlikle açıldı,ama Mrsiç yavaştan oyuna girmeye başlayınca devre 42-35 sona erdi.
İkinci yarı Salyers faul sorunu nedeniyle kenarda oturunca fark açılmadı, bir ara 3e kadar indi. Maçın yıldızı Ömer Onan ve Rasim Başak son periyotta öne çıktılar, maç 80-69 Fenerbahçe'nin galibiyetiyle son buldu.
Maç sona erince Fenerbahçe galibiyeti kutlamaya başladı. Galatasaraylı taraftarlar maç öncesi yaptıklarına devam niteliğinde 3 hafta öncesinin yıldızı Necati Ateş'i ve 3 hafta öncesinin olayı "merdivenler"i sık sık hatırlattılar. Belki de ilk defa Galatasaray taraftarı bir Fenerbahçe yenilgisine pek fazla tepki göstermemişti. Çünkü gayet güzel bir gündü. Seyirci muhteşemdi, maç pek iyi olmasa da sonuçta bir derbiydi. Boddicker'ın devre arasında Fenerbahçe formalı bir çocukla oynaması da hoş bir andı. Maçtan sonra FBTV'nin hazırladığı klip bile güzeldi.
Maçtan sonra öğrendik ki 2001 Avrupa Şampiyonası sonrasındaki en kalabalık seyirci olmuş İpekçi'de. Bu rakamsal olarak önemli olabilir ama asıl önemli olan 2001den sonra beklenen basketbol atılımı o gün yapıldı. Bir gün sonra bazı gazetelerin spor sayfalarında ilk haber bu maçtı.Bugün 5-6 takım şampiyonluğa oynuyorsa, o maçın bundaki payı ihmal edilemez. Avrupa'nın en kaliteli 3 liginden biri olarak geçiyorsa TBL, bunda o günkü 10000 kişinin payı da vardır.O günden bu güne kadar boş derbi oynanmadı, hatta bayan maçları bile dolmaya başladı. Ama hiçbir zaman aynı tat olmadı. Nedeni çok net bir şekilde ortada. Rakip seyirci yok. Bütün pota arkaları aynı renk olunca bu sporun tadı çıkmıyor. Umarım bu son sezon olur, seneye yine eskisi gibi atkıları saklayarak da olsa maça gidebiliriz.

1 yorum:

Juan y Fer dedi ki...

Hello,
for me it was a bit surprise the Galatasaray´s victory and espcially the important gap in the final score.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)