Arsenal, Manchester United, İnter, Barcelona, Bayern Münih, Lyon, Bordeux, Cska Moskova, Fulham, Liverpool, Hamburg, A.Madrid, Valencia, Benfica, S.Liege, Wolfsburg.
Bu senenin şanslı taraftarları bu takımları tutanlar. Çünkü bu takımların taraftarları (CSKA hariç) kısa kollularla Avrupa Kupası maçları izleme imkanına sahip.
Kısa kollularla Avrupa Kupası maçı izlemek. Geçen sene Bülent Korkmaz, Galatasaray'ın başına geçtiği ilk gün bunu demişti. Hayatımda duyduğum en güzel vaat. Kısa kollularla Avrupa Kupası maçı izlemek. Baharda tribünde olmak. Ne o zaman oldu, ne bu sene. Vaat olarak kaldı. Güzel bir hayal olarak içimizde hala.
1 sene önce son buldu bu hayal. Bugün 19 Mart, Galatasaray'ın Hamburg'a elenişin yıl dönümü. Anadolu'da bir laf vardır, vefat edenin ailesine söylenir; "Allah bu acıyı unutturmasın" denir. İlk başta beddua gibi geliyor kulağa ama hiç öyle değil. Allah bu acıdan daha büyük bir acısı yaşatmasın anlamına gelir. Görebileceğin en büyük acın bu olsun, başka acılarla bu acını unutmuş olma demek istenir.
Ne mutlu bize ki, en büyük hayal kırıklığımız bu maç. Ne sokaklarda kutlama yaparken şampiyonluk kaybettik, ne 11 puan öndeyken şampiyonluk verdik. Şanslı bir kuşağız.
Şimdi yola devam eden takımlara bakınca üzülmemek elde değil. Üst sıradaki 8 takım arasında olmak zor, kabul ediyorum ama alt sıradaki 8 takım? Son 1 sene içinde 3 tanesiyle oynadık. Birini deplasmanda yendik, birini forvetsiz oılduğumuz için birini stopersiz olduğumuz için yenemedik.
Deplasmanda maç kaybetmeme alışkanlığı edinmişken bir üst tura çıkamadık, A.Madrid son 10 maçında sadece 1 galibiyet alarak çeyrek final gördü.
Bizim iki maçta yendiğimiz Panathinakos Roma'yı eleyerek bir tur daha ilerledi. Beşiktaş'ın grubundaki 3 takım da şimdi son 8'lerde. 2 sene önce Fenerbahçe'nin olduğu yerde şimdi CSKA Moskova var. Üstelik 2 sene önce Fenerbahçe, Ruslar'a 2 maçta yenilmemişti.
Avrupa'da başarılı olmak zor. Sabır işi. Ama yapılamayacak bir iş değil. Ve bu konuda eksik kalmamızın tek nedeni, ya da en büyük nedeni diyelim, kısır yurt içi rekabeti.
Kendi ligimizi çok seviyorum, buradaki muhabbetten, heyecandan vazgeçilemez, hele böyle sokağın içine kadar girmiş bir rekabet ortamını kaybetmek, sosyal yaşantıya bile zarar verir. Ama kısa kollularla tribünde Avrupa Kupası maçı izlemek hepsinden daha büyük bir haz, daha önemli, daha farklı.
Vizyon, sadece seçim kazandıran veya CV'ye yazılan bir kelime olmamalı. "Avrupa'ya gidersem Galatasaray'dan/Fener'den,/Beşiktaş'tan daha büyük takıma giderim" mantalitesinde olan yetenekli futbolcuların oynadığı maçlardan istediğimiz sonucu alamayız.
Veya Avrupa'da kurulan temasları es geçip Kulüpler Birliği toplantısına daha büyük önem veren başkanlarla olmaz. Olmuyor işte. "Yerli hocayla gelen başarı kutsaldır" zihniyetiyle görülebilecek en büyük başarı lig ve kupayı aynı sezonda kazanmak olur.
Standard Liege gibi bir takımdan, kulüpten değil takımdan, eksik bir takımımız yok. Ama kısa kollularla izleyeceğimiz maç bir Liverpool maçı değil, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı olacak.
***Tam ben bu satırları yazarken kuralar çekildi. Kısaca ona da değinelim. Şampiyonlar Ligi'nde iki Fransız eşleşmesi heyecan verici. Lyon ve Bordeux ve hatta Lille, Montpellier, Marsilya. Fransız takımlarını izlemek keyifli. Çok güzel iki maç var ortada.
Bu maçın bir boy büyüğü ise tabi ki Arsenal-Barcelona maçı. Tenis maçı izler gibi iki maç izleyeceğiz. Topu takip etmekten gözlerimizi yorulacak. Bayern ile United ne zaman karşılaşsa akla illa ki Kuffour'un saha ortasında ağladığı kare gelecektir. Inter-Cska eşleşmesini izlerken ise en çok Kadıköy müdavimleri üzülecektir.
Bu maçın bir boy büyüğü ise tabi ki Arsenal-Barcelona maçı. Tenis maçı izler gibi iki maç izleyeceğiz. Topu takip etmekten gözlerimizi yorulacak. Bayern ile United ne zaman karşılaşsa akla illa ki Kuffour'un saha ortasında ağladığı kare gelecektir. Inter-Cska eşleşmesini izlerken ise en çok Kadıköy müdavimleri üzülecektir.
Fulham, Wolfsburg ile eşleşti, Liverpool Benfica. Fulham yarı final görüp Liverpool göremezse çok da şaşılacak bir durum olmaz. Hamburg kendi stadındaki final için hala şanslı; S.Liege geçilecek bir rakip. Valencia - A.Madrid maçı da enteresan. İki takım da son turda maç kazanamadan tur atladılar. Tencere kapak misali.
Son 16 takımın 4 tanesinin İngiliz olması sadece 1 İspanyol olması, 1 Fransız takımın şimdiden yarı final göreceğinin kesinleşmesi de diğer söylenecek şeyler.
Bu başlığın adı da şu şarkıdan gelir aslında, yeri gelmişken onu da koyalım.
1 yorum:
niye öyle diyosun hacı. bu sene az mı kısa kolluyla avrupa maçı izledik: tobol, maccabi...
Yorum Gönder