Cuma, Mart 5

Efes Pilsen 75-77 Real Madrid


Efes Pilsen maçlarını izlemeyi seviyorum. Salonun yeri (Abdi İpekçi) ne kadar kötü olsa da, gidşi dönüşü ne büyük bir eziyet olsa da hem sporu seven hem taraftarlık duygusu kabarmış biri için bulunmaz bir nimet. Galatasaray maçlarında hiçbir zaman bu kadar rahat olamam. Arkadaşlarınla gidiyorsun, oturup maç izliyorsun, muhabbet ediyorsun, arada güzel kızlar çıkıp dans ediyor, müzik dinliyorsun, yarışmalar, eğlenceler, Jariç, Reyes, Garabajosa gibi klas basketbolcular, tribünlerde mankenler, futbolcular.

Böyle bir ortam yaratmak Efes Pilsen'in tercihi. Ben Efes Pilsen taraftarı olmadığım için mutluyum. Türkiye'de Efes Pilsen taraftarı da Efesliler adlı oluşum dışında pek yok. Hal böyle olunca Efes Pilsen dün yenilince "sağlık olsun" diyerek salondan çıkan binlerce kişi vardı.

Efes Pilsen'in 15 sene önceki maçlarına da gidiyordum. İlkokuldaydım, Ali Sami Yen'in yolunu bilmezken, şimdikinden daha ıssız, daha uzak Kazlıçeşme'ye gidiyordum. Dün saat 19.45'te biletimi alıp, 20.10'da salona girerken, o günlerde saat 14.00'te salonun önüne gelmek maça girememenin karşılığıydı. Ve o yıllarda Efes Pilsen yenilince, ki pek yenilmezdi de, sadece "sağlık olsun" diyerek çıkmazdık.

Endüstriyel spor böyle birşey. Ben bir taraftar olarak kendi kulübümdeki bu değişimleri yadırgıyorum, bunun da en doğal hakkım olduğunu düşünüyorum. Ama bu yolu seçen bir spor organizasyonunun sportif başarı gelmeyince şaşkınlığa düşmesi, içten içe kaynamasını anlamıyorum.

Demek istediğim şu. 14 sayı farkla mağlupken alınan molada sahaya dansçı kızları sokarsanız, top rakipteyken ıslık sesini anca hoparlörden verebilirsiniz. Hakemi baskı altına almak istiyorsanız, korkulan bir deplasman olmak zorundasınız. Korkulan bir deplasman ortamını ilkokul çocuklarını okullardan toplayarak sağlayamazsınız.

Nachbar, Rakoceviç, Ergin Ataman farketmez. Kim ne yapmış önemli değil. Önce ne istediğinize karar vereceksiniz. İnsanları eğlendirmek mi, yoksa sportif başarı sağlamak mı? Mesela ben dün çok eğlendim, çok rahatladım. Bunun için Efes Pilsen'e teşekkürler. Ama bir Efes Pilsen taraftarı olsaydım, en azından o 1990lı yıllardaki Efes sevgim içimde olsaydı ve o atmosfer salonda olsaydı dün akşam ağlardım bile.

Efes Pilsen yöneticileri bunu düşünsün önce. Ondan sonra takım içi aksaklıklar düzelir. Bu sene gittiğim diğer Euroleague maçı olan Unicaja Malaga maçı için de hemen hemen aynı şeyleri yazmıştım.

Dün güzel oldu. Dünyanın en önemli camialarından biri olduğuna inandığım Real Madrid kulübünün bir şubesini canlı canlı izledim. Marco Jariç, müthiş bir oyun oynamasa da önümüzde top oynadı, değişiklik oldu, daha önce tanıştığım Semih ile ilk defa beraber maç izlemiş olduk, Tanju ile ilk defa yüz yüze muhabbet etmiş olduk. Bunu sağlayan Ostoros başkana bir kez daha teşekkürler. Bundan sonra deplasmana uçak kaldırsın artık.

1 yorum:

os dedi ki...

ota boka sponsor olan thy ile görüşmelere başladım.. arada kaynatabilirsem onu da yapacağım !!!