Pazartesi, Ekim 18

Galatasaray 2-4 Ankaragücü


Maçtan önce Sokak'ta arkadaşımla konuşuyorum. Ortak düşüncemiz şuydu: Bu maça 2 sebepten dolayı geldik. Birincisi hava güzeldi ve yapacak daha iyi bir işimiz yoktu. İkincisi haftaya Fenerbahçe maçı vardı.

Hatta son dakikalara iki farkla girersek şu klasik derbi öncesi tezahüratlarına girsek diye bekledik. Son dakikalara 2 farkla girme temennimiz gerçekleşti ama hiç beklediğimiz tarzda olmadı.

Bildiğimiz şeyler. Aynı sıkıntılar. Tekrar yazmak gelmiyor içimden. Futbolcuya dayalı düzen, 90lı yıllardan miras kalan yönetim zihniyeti, başarıya tapan taraftar. Ve hataların cezasını çekecek olan teknik heyet.

Ben demiştim demek istemezdim ama Frank Rijkaard ile oynadığımız ilk iç saha maçından sonra bu blogda yazmıştım. Rijkaard'ın Galatasaray kariyeri kısa sürebilirdi. Aslında bence iyi bile dayandı; 1.5 sene. Bu Rijkaard'ın kötü ve başarısız hoca olmasından kaynaklanmıyor. Bunun tek sebebi saha içinden çok saha dışında sıkıntı yaşayan bir takımın başına geçecek hocanın Rijkaard olmamasından kaynaklanıyor. Galatasaray'ın şu halindeki hocası 4-3-3'ü yerleştirmek gibi, güzel futbol oynatmak gibi dünyevi dertlere kendini sokmamalıydı. Bir babanın "çocuklarım zaten yetenekli ama hepsi serseri, ben bu eşşşekleri nasıl adam ederim de sınıfını geçerler" demesi gibi bir çalışmaya girmelyidi.

Böyle çocuklara sahip bir babanın yapacağı iş, çocuklara özel ders aldırmak veya dersaneye yollamak olmamalı. Çünkü o sıpaların aklı serserilikte olduğundan o derslerden de verim alamayacaklardır. Baba, çocuklarına disiplini sağlamalıydı. Serserilik yerine adam olmayı öğreteck. Sonra o çocuklar zaten sınıfını geçer.

Galatasaray son zamanlarda her sıkıntılı döneminde "biz nasıl iyi oynarız"ı sorguluyor. Galatasaray Gerets zamanında da Kalli zamanında da, Skibbe zamanında da Hagi zamanında da iyi top oynuyordu. Biri diğerinden daha iyidir, diğeri öbüründen daha savunmacıdır, biri tek forvettir diğeri 3lü savunmadır vs.. Farklar olur ama her zaman gerektiği kadar iyi top oynamıştır.

Ve şu takımın da istediği zaman ne kadar güzel top oynadığını biliyoruz. Galatasaray'ın sorunu nasıl top oynamasını bilmemesinden kaynaklanmıyor.

Bu maç, Skibbe'yi yollatan Kocaelispor maçına çok benziyor. Sadece Lincoln ve Baros'un asıldığı bir maçtı, bu sefer de sadece Baros asıldı. Bu bir tesadüf mü?

Milan Baros çok büyük bir insansın. Galatasaray için değil kendisi için oynuyor evet. Ama kendisi için neyin iyi olduğunu biliyor: Galatasaray'ın iyi olması. Topçu, takım iyi olduğu müddetçe iyidir. Bunu idrak edemeyenler var. Zihniyet farkı ve şark kurnazlığı. Çok Batı övgüsü gibi duruyor ama olsun. Galatasaraylı Türk futbolcular diğer Türk meslektaşlarına dahi ihanet etmişlerdir. Galatasaray taraftarı bundan sonra hiçbir Türk futbolcusuna kolay kolay güvenmeyecektir, güvenmemelidir.

Tribünün İmparator Fatih Terim tepkisi çok kötü. Böyle bağıranlar arasında çok şaşırdığımız isimler,gruplar da vardı. Sanırım 30 yaş tepkisi. Şu an 30lu yaşlarında olanların, belki de hayatlarının en güzel yılları olan 1996-2000 arasını özlemle anmalarından kaynaklanıyor. 2010 yılında hala Osmanlı zamanını yad eden milliyetçiler gibi. Bir tribünün "Rijkaard İstifa" diye bağırması normaldir. Hocayı sevmemiş olabilirler, gitmesi istenebilir. Fakat isim vermek ve Fatih Terim demek. Bu hem rahatsız ediyor hem de komplo teorisi üretmemize neden oluyor.

Bu sabah, Kocaelispor maçından sonra yaşananlara çok benizyor. Kritik bir Bordeux maçı vardı. Bu sefer de Fenerbahçe maçı var. Ve aslında bu yaşananlar Hamburg maçının devamı. O sezonun sendromu. 1.5 sene Rijkaard heyecanı ile takıma inandık. Bundan sonra o yapay heyecan da kalmayacak. Aslında Hamburg maçından hemen sonrası değil de; 2009'un nisan-mayıs aylarında kaldığımız yerden devam ediyor.
Ali Sami Yen'deki son maçlarımız. Aslantepe'de, Seyrantepe'de, Türk Telekom Arena'da, adı her neyse; oraya kimler gidecek? İmparator'u isteyenler doldursun 50.000 kişilik stadı.

7 yorum:

Nihat ONUR dedi ki...

Morinho tükürse yarabbi şükür diyenler,F.Terim aynı şeyi yapınca KIRO demeleri ikiyüzlülüktür..
Bu arada hep merak etmişimdir Fatih TERİM'in suçu nedir ?Allah aşkına birisi bana bunu anlatsın ?Tüm bloglar söz etmişcesine adama sallıyorlar !Adam mı öldürdü bu?Suçu GS'ıUEFA şampiyonu yapmak mı ?Nedir bu kin,nefret ?2 yıldır GS da olan Rijjkard ın tek taş koydugunu göremezsiniz ama yarın gitsin arkasından ağlanır!!
Ki F.Terim 2. gelişinde aynı yeniçerileri kadro dısı bırakmadı mı ?genclerle yola devam etme kararı istemedi mi,Özhan CANAYDIN dan?

Burak Kereci dedi ki...

Söylenecek ne varsa yazmışsın üzerine söyleyecek bir şey kalmamış.Rijkaard sırf bunları yapamadığı için sonunu hazırladı.

kutay dedi ki...

birinin galatasaray teknik direktör olmasını istememek için o adamın bir suç mu işlemiş olması lazım..
galatasaray'ın birilerine bağlı zihniyetınden arınmasını istiyorum. her kötü gidişte terim gelsin, hagi gelsin, tugay gelsin.. olmasın bunlar. galatasaray kişilere bağlı olmadığını kanıtlasın. şahısların egolarını tatmın ettiği yer olmasın.. yoksa fatih terim adam öldürmedi.

metak dedi ki...

süper özet:

"Galatasaray'ın sorunu nasıl top oynamasını bilmemesinden kaynaklanmıyor."

o yuzden TD gönderilmesi cok buyuk hata olacak.

daha dogrusu yıllardır yapılan hataların devamı olacak.

metak dedi ki...

süper özet:

"Galatasaray'ın sorunu nasıl top oynamasını bilmemesinden kaynaklanmıyor."

o yuzden TD gönderilmesi cok buyuk hata olacak.

daha dogrusu yıllardır yapılan hataların devamı olacak.

minyatürkalem dedi ki...

Altını çizmek lazım

''Galatasaraylı Türk futbolcular diğer Türk meslektaşlarına dahi ihanet etmişlerdir. Galatasaray taraftarı bundan sonra hiçbir Türk futbolcusuna kolay kolay güvenmeyecektir, güvenmemelidir.''

Ne yazık ki görünen en büyük tehlike de budur.

aykut dedi ki...

kalli demişsin de eğer ölmediyse muhtemelen görüşmüşlerdir adnanlar