Perşembe, Ekim 7

İlyada


Truva Savaşı'nı bilmemek mümkün değildir. Fakat buna rağmen bu savaşa dair en önemli eserlerden biri olan İlyada'yı daha yeni okudum. Sorun ben de değil. Truva'ya ait çok şeyi okumadan öğrendik zaten.
Bildiğimiz tüm savaşları bir yerlerden okuduk, en azından ilkokul kitaplarında anlatıldı. Bazı filmler izlendi. Ama Truva Savaşı hakkında hiçbir şey okumayan insan bile o savaşı bilir. Kulaktan kulağa anlatılmaya devam eden bir savaştır ve bu bağlamda olayın, vakanın geleneklerine uygundur.

Tabi günümüz bilgi çağı. Troy filmi sağolsun insanlar bu savaşa dair çok şey öğrendi. (Ben izlemedim.) Fakat yine de asıl önemli olan İlyada'yı okumak. Ben de itiraf ediyorum, 25 yıl boyunca ilk defa okudum.

Edebi olarak: Hiç bir tartışması olamaz. Harika bir dil ve anlatım var. Olayın içine giriyorsunuz. Homeros'un kör olduğu rivayeti düşünülünce daha da etkileniyorsunuz. Kitabın dili güzel diyoruz ama yüzde 100 payı Homeros'a çıkarmak mümkün değil. İlyada'yı okuyorum dediğim kim varsa aynı soruyu sordu: "Kimin çevirisinden?" Ardından herkes aynı ismi verdi. Azra Erhat ve A.Kadir.

Konu olarak: Truva savaşı 10 yıl sürmüş. Kitap bu 10 yılın sadece birkaç ayını anlatır. Bu birkaç ayın içinde en çok anlatılanlar savaş sahneleridir. Benim biraz içimi sıktı. Şunun tolgası, bunun parlak kargısı, şuraya girdi, buraya saplandı, yiğit Akhalılar vs.. Bir yere kadar. Biz biraz entrika seviyoruz, komplo seviyoruz, senaryo istiyoruz. Savaş sahneleri can sıkar. 3.sınıf Hollywood filmleri gibi olmasın.

Karakterler: Aşil iyi çocuk ama en sonunda Hektor'a yaptığı büyük terbiyesizlik. Bu arada Aşil'in eşcinsel olduğu için, sevgilisini öldürdüğü için Hektor'a böyle yaptığı söyleniyor. Yakışmaz. Hektor da bir ana-baba evladı. Hektor delikanlı adamın önde gideni. Biraz aklını konuştursa sonu böyle olmazdı, duygusallığı bitirdi onu. Kardeşi yüzünden başına bunlar geldi. Paris'e laf söylemek bile saçma. Hayırsız velet. Helen'in kitapta bir kötülüğünü görmedik, belki filmde vardır. Agamemnon tam bir Yunan kralı. Nestor'a çok uyuz oldum. Odysseia'yı ayrıca merak ediyorum. Kendisi solakmış. Tanrılara hiç girmiyorum.

Siyaset ve tarih: Derler ki; Truva Savaşı ilk dünya savaşıdır. Doğruluğu var, sonuçta o zaman bilinen dünyanın en önemli iki noktasıdır. Biri şimdiki Yunan kıyıları, diğeri Anadolu. Doğu-batı çatışmasına çok fazla atıf vardır. Bazıları der ki; bu savaş günümüzde yaşanan medeniyetler çatışmasının temelidir.

Yaşayışları düzgün ve zengin Anadolu toprakları (Doğu) ve karşılarında bu zenginlikten faydalanmak isteyen karşı taraf (Batı). Roma İmparatorluğu dönemi de, Osmanlı zamanı da, 1.Dünya Savaşı'da bu hakimiyet savaşlarından izler taşır. Troy yıkılınca Doğu hakimiyeti sona erer. Roma İmparatorluğu da Batı'nın dünya egemenliğine sahip olduğu zamanlardır. O nedenle Batı'nın Roma'ya ve Troy'a gönderme yapmaları normaldir. Mesela; Çanakkale Savaşları'nda boğazdan geçmeye çalışan gemilerden birinin adı Agamemnon'dur.

Fatih Sultan Mehmet'în İstanbul'u fethetmesinden sonra söylediği rivayet edilen "Hektor'un intikamını aldık" cümlesi de boşuna değildir.
Şunu da söylemek lazım. Yunan toprakları da Anadolu da aynıdır, aynı göreve aynı öneme sahiplerdir. Tek fark birinin Batı'nın diğerinin Doğu'nun koruyucusu olmasıdır. Bu bağlamda ikisinin düşman kardeş olması normaldir. Osmanlı'nın yıkılışını sadece coğrafi keşiflere ve diğer gelişmeler bağlamak mümkün değil. Osmanlı, Doğu'nun hatta dünyanın gücü olmuştu. Oysa onun görevi, o gücü Doğu'ya sağlamaktı. Ayrıca, karşısında bir Batı koruyucusu kalmayınca varlık nedeni kısıtlanmıştı. (Bunlar tamamen benim şahsi düşüncelerim, hiçbir temeli yoktur.)

Aslında bu savaşa dair en farklı ve akıcı bilgileri (spor-blogu tutanlar arasında) Ömer'den okuyabiliriz, tabi yazarsa. Neden bilmiyorum, kendisi tarihte yaşanan ve fikir ayrılıklarına sebep olan her konuya hakimmiş gibi geliyor. Homeros Almeyda..



1 yorum:

ozdemirmusta dedi ki...

aferin çocuk, güzel analiz..