Cumali: Ayaklarımda,ayaklarımda bir sıcaklık var,yukarı doğru çıkıyor. Ne bu? Sen çok vuruldun bilirsin eşkıya... Ben ölecek miyim? Hiç yoktan üvey annem geldi aklıma... Kendini damdan aşağıya attı beyaz elbiseleri ile. Kuş gibi uçacak zannettim, taş gibi yere çakıldı. Sonra, Emel geldi aklıma... Onu vuracağımı hiç düşünmemişti, ben de düşünmedim, herşey birdenbire oldu. Ben şimdi cehenneme gideceğim değil mi?
Baran: Kimin nere gittiğini kim bilir...
Cumali: Hani senin memlekete gidecektik? Hani dağlara çıkacaktık? Çok korkuyorum eşkıya, beni bırakma, çok korkuyorum, çok...
Baran: Korkma... Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın... Sonra, sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın... Çiçeğin özüne bir arı konacak, belki o arı ben olacam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder