Son iki maçımızı televizyondan izledim. İki maçtaki kadrolarda çok fark yoktu. Dün Servet yerine Emre, Sarp yerine Barış vardı. Emre son zamanlarda zaten oynayan bir adamdı, Barış da sık sık görev alıyor. Mustafa'nın vazgeçilmez olduğunu düşündüğümüz anlarda formdan düşmesi ve yedeğe çekilmesi duygusal olarak beni üzse de, gereken bir tercihti.
Orta üçlüdeki bu değişiklik değil konumuz. Bu yazıda Mehmet Topal'a dikkat çekmek istiyorum. Çünkü, son iki maçta dikkatimi çeken isim Mehmet Topal oldu.
Sene başından beri beklenen veremeyen ilk isim kim diye sorulsa, benim cevabım, Servet ve Topal'dan biri olurdu. Servet, ligde yine yapması gerekeni yapmıştır çoğu zaman, ama beklenen fazla olduğu için bazı maçlarda gözden düştü. Gökhan Zan'ın (evet hala bizim futbolcumuz) sakatlanmadan önce en iyi stoperimiz olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Fakat şu an Gökhan Zan dönse bile, Emre-Neill ikilisini kesecek durumda değil. Belki de Servet ve Gökhan'ın kadroya girmeleri için Uğur'un bu formunu sürdürmesi gerekir, ki Emre-Neill ikilisinden biri sağ beke geçsin.
Dallanıp budaklanmadan Topal'a dönelim. Bu sezon orta sahada ömür törpüsü bir Topal izledik. 7 ay boyunca topu her ayağına aldığında, nefesimi tuttum. Kafasını kaldırıp, topu ayağından çıkardığında nefesimi verebildim. Üstelik genelde o toplar rakibe gitti. Orta üçlüde hem Barış'ın hem Sarp'ın hatta zaman zaman Ayhan'ın gölgesinde kaldı. Barış ve Sarp'tan ayrılan özelliği olan top kullanma yeteneğini sergileyemedi ve o ikilinin mücadele gücünün yüksekliği onların Topal'ın önüne geçmelerine yetti.
Ayhan ise çok oynamadı. Çok da üzülmedim zaten. Ama 33 yaşında Ayhan ile 24 yasındaki Topal arasında çok fark yoktu, hatta bazen Ayhan daha dinamik oluyordu.
Bütün bunları bir kenara bırakırsak, son 2 maçta iyi bir Mehmet Topal izledik. Ben öyle sanıyorum en azından. Calderon ve İnönü gibi iki zorlu deplasmanda, rakibi oynatmamanın da en az oynamak kadar önemli olduğu, savunmanın da hücum kadar önemli olduğu maçlarda Topal geri dönüşünü yaptı.
Elano'yu bir kenara bırakırsak, Topal iki maçta da iki farklı arkadaşıyla oynadı, Sarp ve Barış. Biri Anadolu'da oynadığı yıllardan sonra 28 yaşında İstanbul'a gelmiş, formayı kapmış, milli takıma yükselmiş. Ama Vicento Calderon'a çıkınca, Anadolu'dan gelen çocuğun bu maçı kaldıramadığını gördük. Zamanında Erciyesspor'un Calderon'a çıkmasını sağlayan Mustafa, kendisi o sahaya çıktığı zaman bekleneni veremedi.
Barış ise 22 yaşında Almanya'dan geldi. Feldkamp, Skibbe gibi hocalarla çalıştı. Farklı bir oyuncu. Şampiyonluk gördü, derbiler oynadı, Avrupa'da oynadı. Ama hala sarı kartı olmasına rağmen elle oynamaya devam ediyor. Ama hala topu ayağına alıp sürmeye başladığında sağa çekiyor. Faydası çoktur ama ilginç bir şekilde bazen aklını bırakıyor, Alman altyapılı güçlü çocuktan, çılgın Türk'e dönüyor.
Bu iki maçta da iyi bir Mehmet Topal izlemeye buradan bakmak lazım sanırım. Büyük maçlarda ortaya çıkan futbolcu olabilir Topal. Diğer ikisinden de daha farklı bir hikayesi var çünkü.
Çanakkale'de top oynarken bir anda kendini Anfield'da bulan, Anfield'da Gerets'in sadece 45 dakika dayanabildiği, uzun bir süre günah keçisi ilan edilen, aynı dönemde transfer edilen İnomoto'dan daha fazla maliyeti olan bir Anadolu topçusu.
Geliyor, atılımını yapamıyor, İsveçli'ye formayı kaptırıyor. Ama o sırada şans ona gülüyor. Linderoth'u Galatasaraya'dan ayıracak sakatlık; ona parçalıyı giyme nedeni oluyor. Şampiyonluk yaşıyor, fiyatını katlıyor, Euro 2008'e gidiyor, fiyatını katlıyor, en önemli maçta bir de stoper oynuyor, fiyatını biraz daha arttırıyor.
Geçen sene ise rakibe faul yapıp sarı kart gördüğü pozisyonda sakatlanıyor. Geri dönüşü sezon başını, tam anlamıyla geri dönüşü perşembeyi buldu sanırım. Dün 2-3 pozisyonda yaptığı hamlelerde onu Emre Güngör sandığım oldu. O kadar hareketli ve rakibi rahatsız eden bir haldeydi. Her yerdeydi. Mücadelesi dün geceki Barış'tan daha akıllı, Calderon'daki Sarp'tan daha sakindi.
Tabi bunlar televizyonda görülenler. Bu hafta sezonun en önemli maçlarında bu sefer canlı canlı izlyeceğiz Mehmet Topal'ı. Bakalım yalancı bahar mı, yoksa 2008'e geri dönüş mü? Belki de takımın özellikle Calderon'da çok telaşlı olması onun daha parlak gözükmesine neden oldu. Ali Sami Yen'de perşembe günü sergiyeceği futbol bu nedenle önemlidir.
Anfield'da oyundan çıkan Topal'ın gelişimi (daha sonra dursa da) ile dün gece kesik yiyen Sarp'ın gelişimi aynı olsun.