1-) Oynadığı takıma olan bağlılığı: Fenerbahçe'de oynadı, çoğu zaman tribünler sevmedi. O zamanlar Galatasaray tribünü ile münakaşa eden Tuncay daha çok seviliyordu. Ama bir Galatasaraylı olarak şunu derim ki, Ümit gibi bir topçu keşke bizim takımda olsa. Ama kesinlikle Ümit olmasın. Çünkü onun Fenerli Ümit olmasını, öyle anılmasını çok isterim. O bir Tanju Çolak, bir Fatih Akyel değil. Zaten Bir gün Tuncay bile bizim formayı giyer ama Ümit giymez.
2-) Futbol sevgisi: Çoğu topçu milyonların sevdiği oyunu kendilerine meslek edinmiş olma şerefine ulaşmışken çıkıp medyaya "ben futboldan nefret ediyorum" derler. Pascal Nouma, Tümer Metin aklıma ilk gelenler. Ama Ümit futbola aşık. Mesleğine olan saygısı inanılmaz. Dünya futbolunu takip ediyor. Antremandan sonra futbolu bırakmıyor. Yaşıyor 24 saat.2-3 sene evvel FB TV' nin Biz Bir Aileyiz programında, yanında eşi kucağında çocukları varken Sevilla'nın taktiksel dizilişini anlatıyordu.Kalp krizi geçirince futbolu bırakmasını istedi eşi. O sıra Peralta şunu dedi bana: Kaptan futbolu bırkmaz, gerekirse hanımı boşar yine topunu oynar." Bu izlenimi kesinlikle bırakıyor bizlerde.
3-)Sol taraftan ellerini açarak gelip çizgiye gelince sağ ayağının dışıyla orta yapabilmesi.En teknik oyuncuyum diyen yapamaz.
4-)Tam anlamıyla efendi olması. Öyle gösterişten bir pısırık Ergün Penbe efendiliği değil. Yeri gelir sahanın ortasında Songla sarmaş dolaş olur, yeri gelir Giray Bulak'ın üzerine yürür. Sonra da aslanlar gibi çıkıp "Pişman değilim, Fenerbahçe'nin kaptanına kimse "lan" diye hitap edemez.bana ailem "lan" diye hitap etmemişken değil Denizlispor'un teknik direktötü, Real Madrid hocası gelse tanımam" der
5-)Taraftarın en çok tepki gösterdiği oyunculardan da olsa her zaman taraftar haklıdır der.
Muhabir sorar: Taraftar size küfrediyor, bunları sahalarda görmek istemiyoruz değil mi sen ne dersin?
Ümit Özat:Şimdi rızkından kesip bilet alan taraftarımızın "Ümitim lütfen biraz daha iyi oynarmisin" diyecek hali yok!
6-) Şaşı gözleri, sevimli gülüşü, sıcak insan olması.
7-) Sokataki insanla ilişkisi. Futbolcular artık halktan kopuk yaşar. Ayrı yerlerde gezerler,insanlar onlarla konuşmaya çalışınca soğuk davranırlar. Tanınmamaya çalışırlar. Ama Ümit öyle değil. Yaşanmış gerçek bir hikaye size. Bir arkadaşımın annesi, iyi bir Fenerli kendisi. Ama öyle bizim gibi "o kim" , "bu nereden geldi", "kaç maç oynadı" bilmez. Tamamen saf haliyle Fenerli. Bir gün arkadaşım evde otururken annesi gelir eve ve şöyle der:Evladım bizim kaptanın adı neydi bugün onu gördüm yarım saat konuştuk şunları şunları anlattı, ne kibar çocukmuş, tam kaptan olacak çocuk işte, ama ismini çıkaramadım.
8-)Hiçbir zaman hocalarıyla takışmamış her sisteme, mevkiye adapte olmaya çalışmıştır.
"hiçkimse anasının karnından sistemle doğmadı."
9-) Gittiği her takımda kaptanlık pazubandını takması. Bunu Meira yapınca el üstünde tutulur ( ki normaldir, herkese nasip olmaz) Ümit gerçekleştirince kimse takmaz.
10-)Le Guen ile konuşması:
"Maçtan bahsettik benım oynadığım mevkiden bahsettik, milli takım ve isviçre maçı hakkında konuştuk ama İngilizce bilmediğim icin dediklerinin çoğunu anlamadım.
11-) UEFA başkanı olmak istemesi, büyük düşünmesi, farklı olması.
12-) Fenerbahçe'den gidince yeri dolsun diye gelen adamın Roberto Carlos olması.
13-)Sparta'yı Sparta'da yenebilme ihtimali.
14-)Fenerbahçe'de oynmasına rağmen diğer takım taraftarlarının onu daha çok sevmesi.
15-)Takım arkadaşlarını kollaması, koruması. Alex'i tanımayan Carew'e cevap verişi, Anelka'yı gelir gelmez karşılayışı, maç içinde kendinden yaşça küçük topçuların ona "abi" diye hitap etmesini engellemesi
"saha içinde abi olamaz, olursa korkarlar, ben hata yapınca bana kızamazlar, hata yaparsam kızsınlar bana"