Hem Fenerbahçe hem de Galatasaray taraftarındaki ortak düşünce "şimdiye puan farkıyla lider olmalıydık" olabilir. Şahsen benim öyle, hadi derbide yenildik, derbidir yenilebiliriz, ama ardından hem Kasımpaşa hem Eskişehir maçlarını yenilgiyle kapatmak çok kötü oldu. Kasımpaşa'yı yenip (ki kaybetmeyi en hakettiğimiz maçtı aslında), Eskişehir'den 1 puanla dönmek bugünden bakınca kulağa çok hoş geliyor. Ama ligin ilk yarısında en üzüldüğüm puan kaybı kesinlikle bağıra çağıra giden Antep maçıdır. Galatasaraylı olsaydım şayet ASY'de kaybedilen 6 puana çok yanardım. Kaldı ki bu 6 puanın tamamı 1-0 galibiyetten verildi. Can yakan bir netice olsa gerek...
***
Başlık neydi, biz nereye bağladık... Transferden devam edelim. Fenerbahçe devreyi öyle bir kapattı ki son 5 maçta alınan 4 galibiyet bile (istatistik iyi görünsün diye Avrupa maçlarını da dahil edelim) suların durulmasına yetmedi, nitekim transfer dedikoduları had safhada. En başa yazılacak isim ise Dani Guiza... Gerçekçi olalım şimdi, Guiza'yı göndermemiz oldukça güç. Kapı gibi sözleşmesi var daha 2,5 yıllık. Sezon başında Zenit'e satılabilirdi, Guiza istemedi. Fenerbahçe yönetimi arayışta olursa haklıdır, söyleyecek tek sözüm yok, ama o arayışta olmak sezon başında bile doğru transfer yapmaya yeterli olmazken bir de devre arası paniğiyle olmadık adamlara olmadık paraları saçacaksak Guiza kalsın, biz tüy dökmeye devam edelim razıyım. Aslında forvet transferinde Semih'in birazcık daha "ben alternatifim" demesi lazım. Bu yıl onu diyemiyor. Eskiden "ilk 11'i ben hakediyorum" derdi halbuki. Şu performanslarıyla Guiza'yı tercih ederim açıkçası. Guiza'nın ameliyatı da bence transfer sebebi olmamalı. Yanlış anlaşılmasın, adam olacağından tamamen ümidi kestiğim Colin Kazım'ın forvetteki performansı değil güvendiğim, hatta mümkünse Kazım'a yol da verilmeli, Furkan'ın oynamasına razıyım ya da Doğukan'ın... Guiza yoksa Semih sahaya, Furkan kulübeye, iki kere iki dört...
***
Roberto Carlos'un gidişi... Büyük usta, güzel insan, gelmiş geçmiş en iyi sol bek vesaire, ama bir yerde de insan saha içinde performans bekliyor. İlk yıl, Sevilla maçında Julien Escude'nin müdahalesiyle sakatlanana kadar iyiydi bence, hatta çeyrek finalde büyük emeği olduğunu düşünüyorum. Fakat biz şampiyonluğa koşarken R.Carlos'un 1 ay önceden Brezilya'ya dönmesi hoşuma gitmemişti. Ertesi yılın çoğunu askerde geçirdim ve futbola uzak kaldım. Bu yıla baktığımızda yine maç seçtiğini görüyoruz Carlos'un. Haksızlık yapıp haddimi aşmayayım ama ciddiye aldığı maçı iyi oynayacak değil, her maçı ciddiye alacak adam lazım. Yıllarca Real Madrid'de oynadıktan sonra emekli ikramiyesi için Fenerbahçe'ye gelen adamdan da 34 yaşından sonra Ümit Özat ciddiyeti beklemek ona haksızlık oluyor sanırım, bu konuda kabahatliyim. Her neyse, sol bek almayalım. Andre Santos sol bekte oynasın bakalım bir, görelim. Ne zaman görev verilse yerine getiren, her zaman belli bir standartta verim alabileceğiniz Vederson da cabası.
***
Özetle ben Fenerbahçe'nin transfere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bu şartlarda verimli bir transfer yapmak çok güç çünkü. Herkes de Marcio Nobre değil ki devre arası gelsin 18 maçta 12 gol atsın. Sadece o değil, Mehmet Yozgatlı da ciddi katkı yapmıştı o dönem. Bilmiyorum, şu aşamada, sadece bazı oyunculardan daha çok yararlanmak lazım. Uğur Boral, Deivid, Bekir İrtegün, Deniz Barış aklıma ilk gelenler.
2 yorum:
Alkışlıyorum. Bilinçli taraftar.
Sadece sene sonu sözleşmesi bitecek olan Murat Ceylan az biraz bonservise transfer edilebilir. Edilse mantıklı olur.
Olabilir. Murat Ceylan'ın parladığı maç 1-0 kaybettiğimiz, Tabata'nın gol attığı Antep maçıydı. Emre'yi sahadan silmişti.
Yorum Gönder