Pazartesi, Aralık 7

Galatasaray 1-1 İBB


Sami Yen'de defalarca izlediğim bir maçı tekrar izledim. Son örneği Manisaspor maçıydı, fakat bu daha dramatik. Nedeni ise Manisaspor'un golü göstere göstere atmasıydı.

İBB'nin kaleyi bulan şut sayısını biliyorsanız dramatik olma nedenini anlarsınız. Bu noktada Beşiktaş taraftarından replik çalalım: Söyelsene Hocam Takım Niye Oynamıyor?

Şimdi hemen aha Rijkaard eleştirisi geliyor denmesin, çünkü sadece merak ediyorum. Hocayı eleştirmek gibi bir derdim yok. Sistem, 4-3-3 gibi kelimelerin geçtiği yazıları da pek anlamıyorum. Sadece her hafta maça giden, 2 bira içip kafayı kıran ve o gözle maçı seyreden basit bir adamım. Madem blog yazıyoruz, sadece futbol dilencisiyiz diyelim de hem adet yerini bulsun hem derdimizi daha iyi anlatmış olalım.

Hal böyle olunca, insan şaşırıyor. Sene başı takır takır oynuyorduk, şimdi ne oldu? Birbirimize en çok sorduğumuz soru bu. Ben Baros diyorum, bazısı sezonu temmuzda açmak diyor, bazısı entrikalar devrede diyor.

Sene başında 4-5 tane atan, o kadar da yiyen takım gitti, yerine 1 tane yiyen veya yemeyen ama 1 tane atıp, ikiyi zor bulan bir takım geldi. Pozisyona az giriyoruz. Haliyle tatmin olmuyorum, bunu saklamaya gerek yok. Fakat her zaman dediğimizi yine diyelim: Rijkaard, herşeyi bilen ve görendir.

Beklentilerimiz yüksek, rahatsızlık nedeni de bu. Geçmiş yıllardan farklı olsun diye bekliyoruz ama dün hem Gerets zamanı gibi doldur boşalt yaptık, hem Lucescu zamanı gibi kısır oynadık, hem Korkmaz dönemi gibi öne geçince geriye çekildik. Fakat kötü de oynamadık, son 2-3 maça göre daha iyiydik.

Fakat yine de daha önce defalarca izlediğimiz bir maçı tekrar izlemenin sıkıntısı var. Birebir benzetmek gerekirse geçen seneki Kayserispor maçı. Selçuk Dereli'nin Lincoln'ü atması gibi oyuna bire bir etki eden hakem hatası yoktu bu maçta. Fakat bu, artniyetli olduğunu düşündüğüm Hüseyin Göçek'e beddua etmemi engellemez. Puan kaybını hakeme bağlamıyorum, fakat beddua etme hakkım olduğuna da inanıyorum.

Beddua demişken, tribünlerin hakeme küfür etmesi çok riskli. Ceza almaya kadar gidebilir. O nedenle beddua edilse daha mantıklı oldur diye düşünüyorum. Aklıma yine Beşiktaş taraftarının bir repliği geldi: Selçuk, evine gitmek nasip olmasın!. Mesele bu tezahürat nasıl bir ceza alır? Alabilir mi? Küfür içermiyor çünkü.

Aydın Yılmaz misyonunu tamamlamıştır. Uğur için hala süreye ihtiyaç var. Sabri'nin bu sene ne kadar önemli bir futbolcu olduğu tekrar ortaya çıktı. Keita niye oynamaz diyenler, golü Keita girdikten sonra yediğimizi göz önünde bulundursun. Keita yerinde oynayan Elano,Arda ve Kewell iyidi. Devre arası yönetim bir santrfor almalı, teknik heyet sakatlıktan çıkacak Baros'u eski formuna döndürmeli, taraftar da Baros çabuk dönsün diye dua etmeli.

Mehmet Topal'ın topla oynarken kafasını sağa sola çevirmesi kalp krizi nedeni olmaya başladı. Mustafa Sarp için ise söyleyecek hiçbir lafım yok. Söylersem nazar değer. Allah kazadan beladan korusun. Takımı yenildiğinde ağlamayan büyük topçu olamaz sözünü hatırlattı dün. Bir abimizin dediği gibi '' gece yatağında bizim gibi huzursuz olarak uyuyacak bir topçumuz var." Rakip takım taraftarlarının da tahkime ve Adnan Polat'a başvurmasını bekliyorum. Kutsal Galatasaray formasına gösterdikleri hassasiyet göz yaşartıyor.

Elano'ya pas atılmadığı gerçek. Bunu herkes görüyor. Göremeyen çok saftır. Fakat bu artniyetli mi yoksa tamamen tesadüf mü bilmiyorum. Bilemiyorum. Bu kadar tesadüf çok fazla. Bu arada dün Elano gayet iyi oynadı. Fakat Sergen Yalçın büyüğümüz hala ona takık durumda. Hakan Şükür'ün ünlem işaretli göndermeleri ise hiç şaşırtmıyor.

Bir ünlemli cümle de biz kullanalım ve yazıyı noktalayalım. İBB ve Abdullah Avcı yine Galatasaray'a yattı(!).

3 yorum:

Aykut dedi ki...

Ya taraftar? Aralık geldi, ilk yarı bitiyor, ben askere gidiyorum hala düzelecek diye bekliyoruz. Galiba hiç bir zaman istediğimiz gibi olmayacak.

kutay dedi ki...

Taraftardan ben Panathinakos maçından sonra ümidi kestim, belki bahar aylarında şampiyonluk heyecanıyla birlikte bir "geçici" düzelme olur.

bir tribün iyidir, kötüdür, tartışılır, düzeltilir. ama eğer bir stadın iki farklı tribünü kendi arasında ego yarışına giriyorsa, olay daha vahim bir hal almış demektir.

askere gitmeden görüşelim?

Adsız dedi ki...

Ben "sistemin sancıları" diyorum. Boşuna sabır yeminleri etmedik, sabredeceğiz söz verdiğimiz gibi.