Antipatik ve Sempatik yanyana
Alex de Souza, Daniel Guiza, Semih Şentürk, Damir Mrsiç, Pondexter, Özlem Özçelik .... Bunlar Fenerbahçe denince akla gelen ilk isimler belki de. En ünlü, şöhretli neferleri. Tribünlerin aşık olduğu, rakiplerin gıpta hatta belki de nefretle baktığı karakterler.
Ama bir de işin perde arkasındakiler var. Herkesin tanımadığı ama tribündeki adamın, futbolla yatıp kalkan insanların bildiği, Fenerbahçeli olanların "Allah nazardan saklasın" dediği, rakiplerin yeri geldiği zaman kızdığı ama çoğu zaman "temiz çocuk aslında" dediği isimler. Fenerbahçe camiasının en çok sevilen iki insanı. Samet Güzel ve Kıvanç Özkök.
Samet 1985 doğumlu. Tahsilini yarıda bırakıp Brezilya'ya gitmiş. Döndüğünde Zico'nun yanında gördük. Kendine güveniyle, sakinliğiyle, ortama hakimiyeti ile diğer tercümanlardan, abilerinden farkını ortaya koydu. Yeri geldi yedek kulübesinden Telsim'deki adamın tepkisini verdi, yeri geldi Kezman ile kapıştı. Kısaca hem işini yaptı hem kulübe bağlılığını gösterdi.
Kıvanç önce sesiyle kendini tanıttı. Amatör şubelerin ve altyapının maçlarını anlattı. Sonra yavaş yavaş ortaya çıktı. FB TV nin bir çok programında onu görmeye başladık. Kanal için bir Acun halini aldı. Onu da herhalde camia içinde sevmeyen yoktur. Sempatik tavırlarıya -ne kadar iyi Fenerli olduğu belli olsa da - rakip takım taraftarlarının da ilgisini çekmeyi başarabilmiş durumda.
Bu iki ismin ortak özelliği dünyaca ünlü sporcuların olduğu yerde onlardan daha çok sevilmeleri. Bunun kanıtı da teyzelerdir. Teyzeler kolay kolay televizyonda gördüğü insanı sevmez. Samet ve Kıvanç'ı gören teyzeler ise onları kendi oğulları gibi görüyor. Bu ne Alex'e ne Lugano'ya nasip olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder