Salı, Temmuz 14

Otto e mezzo

Federico Fellini "La Dolce Vita" yı çektikten sonra, daha iyisi olur mu olmaz mı baskısını hissetmiş üzerinde. Zirvede bırakamama durumunun getirdiği insani bir hal olarak nitelemek mümkün olabilir bunu. Herşey hazır iken bir film nasıl yapılamaz, kendisini üretmek zorunda hisseden insan nasıl tıkanır ve ortaya hiçbirşey koyamaz, Otto e Mezzo bunu anlatıyor. Ama Fellini'nin kabiliyetleri de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Rüya, hayal, gerçek, anı birbirine girmiş durumda filmde. Az evvel bitirdim, imdb'de 8,2 vermişler. Bir insan nasıl olur da bilinçaltındakileri sinemaya bu kadar berrak aktarabilir? Umutsuz Guido'nun harem sahnesi, kadınların tutumu, Saraghina'dan bakıcılarına kadar, filmin en iyi sahneleri. Karısı Luisa ve sevgilisi Carla'nın dostluğunu hayal ettiği sahnedeki pozu ise yukarıdaki foto. İzlemek lazım diyemiyorum, ben pişman olmadım izlediğime, birkaç yıl sonra tekrar izlemek lazım diyorum.

Hiç yorum yok: