Salı, Temmuz 14

Ne Poulsen'miş arkadaş...

Hadi şu Christian Poulsen meselesini anlamaya çalışalım. Fenerbahçe Poulsen'in peşinde pervane oldu 1 aydır. Bence oynadığı takımların kalitesine yakışmayan bir oyuncu Poulsen. Schalke onun gelebileceği en yüksek yerdi. Sevilla'ya geçti, La Liga havası soludu. Üstüne bir de Juventus'ta oynadı. Menejeri büyük adam. Christian Poulsen kalitesindeki bir adamın buralarda oynaması, Sevilla'nın havası sönmüşken, orta saha oyuncusunun Juventus'a gelmesi menejer başarısı bence.
***
Peki Fenerbahçe'nin planı ne? Bana kalırsa da orta saha bas bas bağırıyor transfer diye. Gerçekten kaliteli bir ön libero transfer etmek lazım. Ne Appiah'ın ne de Aurelio'nun boşluğunu doldurabildi Fenerbahçe. Fakat 29 yaşındaki Poulsen'i transfer etmek günü kurtarmak bile olmuyor. Julia Poulsen'i ikna turları falan, can sıkıyor açıkçası. Ya gidip bir tane şu işi götürebilecek orta saha bulmak zor mu? Mutlaka isminin duyulmuş olması mı gerekiyor bu adamın? Ayrıca ne öyle uzun ve sapsarı saçlar. Yaz sıcaklarında gazetelerde nafile Poulsen haberi okumaktan adama nasıl bok atacağımı şaşırdım görüldüğü üzre. Fenerbahçe'nin bazen bir oyuncu için bu kadar kastığı oluyor. Yıllar evvel Duisburg'da oynayan Togo'lu Bachirou Salou için de haftalarca uğraştı Fenerbahçe. Ancak bir sonuç alınamamıştı. Umarım aynısı olur. Kaldı ki Allah'ın sopası yok, Salou gitti Dortmund'a imza attı, Dortmund devre arasındaki hazırlık maçında Kadıköy'de 6 tane yedi. Erol Bulut yıldızlaşmıştı. Gelme Poulsen...

Hiç yorum yok: