Pazartesi, Temmuz 6

Euroball Dönemi


Özünde peşinde koştuğumuz şey aynı. Meşin yuvarlak diye tabir edilen büyük icat. Herşey onun ekseni etrafında gelişiyor.

Bu akşam CR, Madrid'de imza törenine çıkacak. 94 milyon Euro transfer bedeli. 80.000 kişi bunu izleyecek. Kaka'dan sonra Ronaldo, Benzema ve belki Ribery. Başkan Perez, sponsor Adidas'tan yıllık ödenen 30 milyonu ikiye katlamasını istemiş. Adidas kabul etmezse Nike ile temasa geçecekmiş.

Türkiye'ye dönelim. TOKİ-GS-Eren Talu falan filan. Seyrantepe ihaleleri bitmek bilmiyor. Satılan localar var, o locaların paralarıyla alınan Keita var, Baros var, Rijkaard var.

Böyle böyle haberler. Her gün onlarcasını okuyoruz. Transfer döneminde daha da fazla. Ama çoğunda futbolcuların bonservisi değil ana konu. Sponsorluk anlaşmaları, yayın gelirleri, bilet fiyatları. Her haberde bir Euro işareti var. Ekonomi sayfalarından bir farkı yok.

Oysa herşeyin ekseninde bir futbol topu var. Yeşil banknotlar başrolü daha çok oynuyor. Zaman bunu gerektiriyor, eski romantizm mümkün değil ama bu kadar da suyu çıkmalı mı bu işin?

Dün taştan kale kurduk arkadaşlarla, minyatür kale maç yaptık. 1-1 bitti 20 dakikalık normal süre, altın golle yenildik. Altın gol normal süreden yarım saat sonra geldi. Birer su aldık, 50 kuruşa. Aldığımız zevk daha fazlaydı. Turnuvaların resmi sponsoru Master Card reklamı gibi oldu bu da. Ama doğrusu bu; şu an futbol sayfaları bizim ilgi alanımıza girmiyor. Bu dönemi top oynayarak geçirmek daha sağlıklı olur.

Hiç yorum yok: