Cumartesi, Şubat 7

Bambaşkasın


Peralta askere gittiğinden beri bu blog biraz sarı-kırmızı oldu farkındayım. Ama yapacak birşey yok. Futboldan daha çok sevdiğim bir şey varsa o da Galatasaray olmuştur. Peralta gelse "ne yaptın lan bu bloga, Galatasaray resmi sitesi gibi olmuş" dese verecek cevabım yok. Ama şimdi bu yazacaklarıma zaten Peralta'da çok kızmaz. Çünkü o da bir Işıl Alben hayranı. Belki benden daha fazla hatta.


Geçen seneki Caferağa'da oynanan final serisi maçında mikrofonlara "hakettiğimizin peşindeyiz" diyerek gönülleri fetheden sarı prenses hafta içi oynanan Avrupa Kupası maçından sonra yine kendine yakışan bir demeç verdi.Taraftarın desteğinden bahseden Işıl, öyle bir cümle kurdu ki anlam olarak da cümle yapısı olarak da bir farkı olduğunu hissettirdi.


"Galatasaray taraftarı olması gereken yerdedir."


Bugüne kadar tribünlere oynayan sporcular, "böyle taraftarı dünyada hiçbir yerde görmedim" diyen yabancı oyuncular, kahramanlık yapıp göze girmeye çalışan, sonra da başka takımlara imza atan futbolcular gördük. Hiçbiri böyle cümle kuramadı. Hiçbiri gönülleri okşamadı bu tarz cümleyle. Zaten hiç birine inanmadım. Hep sahte geldi. En gerçekçi, en samimi cümleler hep Işıl Alben'den geliyor son zamanlarda. Spor bu belli olmaz, çok ihanet gördük, bazen diyorum "ya Işıl da bir gün giderse, ya Işıl Fenerbahçe'de oynarsa?" Sonra cevabı kendi veriyor. "Fenerbahçe büyük bir camia ama ben Galatasaraylıyım, sürünsem bile gitmem." diyor.


21.yüzyılın sporcusu değil Işıl. Metin Oktay'ın, Hakkı Yeten'in ve diğerlerinin günümüzde vücut bulmuş hali. Ne mutlu ki bize bizim camiamıza nasip olmuş. Keşke her takımda bir tane numunelik de olsa böyle bir sporcu olsa. Keşke bizim de her şubemizde böyle bir sporcu olsa.

Hiç yorum yok: