Perşembe, Şubat 5

Adam Gitti, Maç Biter


Ülker'in yeni reklam filmlerini mutlaka izlediniz. Futbol temalı reklamlar her zaman hoşuma gitmiştir. Yurtdışı veya burası farketmez. Brezilya milli takımının havaalanındaki Nike reklamı, Beckham'ın kola reklamı, Adidas'ın Ülker'e benzeyen reklamı ilk aklıma gelenler.

Ülker reklamları da gayet hoş. Ama bir o kadar da üzüntü verici. İlk izleyişte samimiyet yansıyor ama biliyoruz ki aslında bize çok uzak şeyler.

Babam anlatırdı, onlar çocukken şu an çok katlı binaların yükseldiği yerde ismi Ermeni Sahası olan arsada top oynarlarmış. Biz çocukken o arsa çoktan binalara evsahipliği yapar olmuştu. Topumuzu neyse ki sokak ortasında da olsa oynuyorduk. Şimdiki çocuklar top oynayacak alan bulamıyor diyecek değilim. Çünkü isteseler oynarlar. Bizim içimizdeki futbol aşkı, arabaların geçtiği sokakta çalım attırıyordu. Hem rakibe hem arabalara. O işin farklı boyutu.

Ama babam bu hikayeyi anlatırken başka şeyler de eklerdi. Misal Can Bartu'nun Cemil Turan'ın arada Ermeni Sahası'na gelip top oynadığını. Adam eksik olunca babamların tayfadan birkaç kişiyi kadroya aldıklarını. Bize asıl uzak olan şey bunlar.

Ülker reklamında Baros'u, Deivid'i çocuklarla görmek, onlara "Abanmak yok", "üç korner bir penaltı" diyen çocukları izlemek güzel. Ama dediğim gibi çok sahte.

Çünkü artık topçular halktan uzaklar. Oynayacağı maça taraftarlarla aynı minibüste giden Lefter yok artık. Zaten o kadarı da olmaz şu devirde farkındayız. Ama sokakta futbolcu görmek bile zor. 80lerde Müjdat İle Abdülkerim'in takıldığı meyhaneler halka açık yerlerdi. Beşiktaş Çarşı'nın içinde "sarı fırtına" Metin ile "şeytan" Rıdvan'ı görmek imkansız değildi. Belki de o sayede zamanın topçularında bu lakaplar vardı. Halkın içinde olunca, mahalleden arkadaşmış gibi isim takılıyordu. Bunlar çok uzak zamanlar değil. 10-15 sene en fazla. Sokakta benle top oynayan tek futbolcu Deniz Kolgu'dur mesela. O da iki top sektirip gitmişti. Sokakta gördüğüm son topçu da Murat Erdoğan'dır. Ve işin ilginç tarafı bunlar hep Bodrum'da yaz doneminde yaşananlardır. Yani tatil olmasa hiç göremeyeceğiz.

Belki lafı fazla uzattım. Demek istediğim şudur. Futbola olan ilgi her geçen gün azalıyorsa, tribünler boşalıyorsa bunun sebeplerinden biri de budur. Çocuklar futbola olan ilgilerini kaybediyorsa sebebi sadece pc değildir. Futbolcular bu işin elçileridir. Bir çocuk bir futbolcuyla arasında bağ kurmazsa niye futbolcu olsun, kimi örnek alsın. Semtimizin topçusu kavramı çok uzak belki ama halktan kopuk futbolcu bu kadar yakınımızda olmamalı.

Hiç yorum yok: