Pazartesi, Nisan 6

Ne Gündü Be


Önce siyasetle başladı herşey. Obama'nın gelişi, yolların kitelenişi. Rasmussen'in İstanbul deplasmanında cehennemi tanımasını gördük. Kolay değil buradan puan almak, koluna sargıyı takarsın işte. Yağmur uzun süre yağdı. Belliydi bir gariplik olduğu.

Siyaset bu blogun ana maddesi değil ama. Dön spora. Önce voleybol başladı. Geride başladığımız seride kızlar, Türkiye'nin değil, Avrupa'nın en güçlü takımı Vakıfbank Güneş Sigorta ile karşılaştı. Elifli, Grünlü, Neslihanlı takıma karşı Seray, Ceren, Gizem ve diğerleri. İlk iki seti kaybediyoruz. Üstelik ilk set 25-15 antreman havasında. 2-0'dan sonra Vakıfbank maç alacakken seti verdi. 30-28 aldık 3.seti. Sonra yine heyecan. 4.set 25-23. Son set 15-9. Seri 2-1. Kızlar yarı finalde. Vakıfbank elendi. Belki de sezonun en büyük süprizi takım sporlarında. Helal olsun demekten başka birşey yapamıyoruz. Yarı finalde rakip Fenerbahçe. Bir derbi de voleybolda yaşanacak. Çok hoş

Dönüyoruz futbola. Fenerbahçe derbisi öncesi Gaziantespor maçı. Sıkıntılı günlere röveşata çekiyor Baros. Konya deplasmanı gibi. Atıyoruz maçın başında,yatıyoruz üstüne ve maçı alıyoruz. 1-0 yeter bize pazar öncesi. Bu maçı netten takip edebiliyorum iş icabı. O yüzden netten izlemek için 40 dakika sıkıntı çekiyorum.En sonunda buluyorum neyse ki. İkinci yarı şaşı oluyorum. Sol göz nette sağ göz Diyarbakır'da

İş icabı Diyarbakırspor-Karşıyaka maçını izliyorum. Alt ligde 2. ile 3. karşılaşıyor. Diyarbakırspor ikinci yarıda bulduğu gollerle 2-0 yapıyor. Bir yeşil-kırmızı farkı açarken diğeri paraşütsüz düşüşe devam ediyor.
Bir de işin iddia kısmı var. Tek farklı maçlarla tutan bir kupon. Spor güzel şey. Heyacanı yeter. Bir de böyle kazanınca 2 maçı. Sonu da güzel oluyor.

Hiç yorum yok: