Çarşamba, Nisan 22

Mesafe 30 Dakika, Maç 90 Dakika

Bir şehrin, bir semtin hatta Manisaspor'a tepkili olan tüm kentlerin yıkıldığı an...
Golden önce kırılan koltukların üzerinde kutlanan 1 puan...


Ferhat Kiraz'ın golden sonra yıkılan Karşıyaka tribünlerinin sesini dinleyişi....


Sezonun en iyi tribün performansı...


Genelde tribünden çıplak gözle izlediğim maçların yorumunu yapıyorum. Ama bu hafta izlediğim Karşıyaka-Manisaspor maçını es geçersem içim rahat etmez. Bu maç hakkında birşeyler karalamak şart diye düşünüyorum.

Maçın öncesi zaten yazılmak için neden oluşturmuştu. Ama maç ve tribün kalitesi bunu iyice perçinleştirdi. Bu sezon bu ligde birçok maç izledim. İkinci yarıda televizyonun verdiği her maçı izledim. Ve bu maç kesinlikle sezonun en güzel 3-5 maçından biriydi. Tribün olarak ise Karşıyaka tribünü tabiri-i caizse tezahürat yapmadı, kustu. Süper Lig'i de katarsak sezonun en iyi tribün performansıydı.

Tribünün bu şekilde olmasının nedenleri vardı. Manisaspor ile ilk yarıda oynanan maç nedeniyle Karşıyaka tribünleri bu maça bilenmişti. Hatta Manisaspor tribünü o kadar yanlış işler yaptık ki yıllardır dostluk sürdürdükleri Sakaryaspor ve Göztepe tribünü onlara sırt çevirdi. Sakaryaspor'un bunu yapması normaldi ama Karşıyaka'nın düşman kardeşi Göztepe'nin ezeli rakibinin yanında yer alması gayet şaşırtcıydı. Göztepe forumlarında sık sık "Manisaspor gibi dostum olacağına Karşıyaka gibi düşmanım olsun" lafları yazıldı.

Manisaspor taraftarının İzmir'e girişi sırasında olaylar patlak verdi. Otobüsler taşlandı. Karşıyakalıların yanında bazı Gözetepeliler'in de bu taşlamalara katıldığı söylendi. Atatürk Stadı'na zor geçen saatlerden sonra girebildi Tarzanlar. Oysa iki şehir arasındaki mesafe 30 dakika civarındaydı.

Karşılaşma Alsancak Stadı'nda oynanacaktı ama federasyon maçı Atatürk'e aldırdı. Bu da Karşıyakalılar'ın tepkisini çekti. Bu tepki maç günü Karşıyakalılar'ın daha hırslı olmasına neden oldu. Stadyumda 15.000 kişi ilk dakikadan itibaren inanılmaz bir tezahürata başladı. Ölüm marşıyla başlayan, Haydi Söyle ile Kaf-Sin- Kaf çekmelerle devam eden ilk 45 dakika boyunca zaman zaman spiker Murat Ünlü'yü duymakta zorlandık. Bu 15.000 kişinin Alsancak'ta olsaydı herhalde spikere ihtiyaç kalmayacaktı.

Saha içine gelirsek, Manisaspor kazanırsa şampiyonluğunu kutlayacaktı. Karşıyaka hem Play-Off şansını devam ettirmek hem de rakibinin kendi şehrinde, kendi stadında kutlama yapmasına engel olmak istiyordu. Ligin en az gol yiyen takımı ligin en çok takımına karşı. İç sahada 1 kez yenilen Karşıyaka deplasmanda en çok kazanan Manisaspor'a karşı. Dengesiz iki takımın dengeyi bozma çabası. Üstelik sezonun ilk maçı da 2-2 sona ermiş.

Maça seyirci desteğiyle hızlı başlayan Karşıyaka oldu. Hatta tribün Manisaspor'un üzerine çöktü diyebiliriz. Ama gol yollarından sezon başından beri yetersiz kalan Karşıyaka bu geleneğini sürdürdü. Eser Yağmur son vuruşlarda yetersiz kaldı. Taha'nın şutları zayıftı. Cihan, ilk yarıda kendisini Ankaragücü'nün transfer listesine taşıyan yaratıcılığından uzaktı. Tıpkı son 10 haftadır olduğu gibi. Ve bu dakikalarda Karşıyaka'da parlayan iki futbolcu vardı. Sol tarafta Ferhat ve geride Aydın. Manisaspor'un sayıca az olan ama hızlı ataklarında yerinde müdaheleler yapan Aydın erken yenilecek bir golü defalarca önledi. Karşıyaka'nın 91 doğumlu ve 91 numaralı sağ kanat oyuncusu Rıdvan'ın eski Galatasaraylı Ferhat'ı zorlamaları, Aydın-Fuat'ın Rafael ve Muhammed ile mücadeleleri , Sezer ve Nizamettin'in Taha ve Cihan ile yaptıkları orta saha savaşı izlenmeye değerdi.

İkinci yarıda ilk defa Manisaspor tribünün sesi duyuldu. Çünkü Karşıyaka tribünü golün gelmemesi nedeniyle motivasyonunu kaybediyordu. Ara ara ağırlığını koyuyordu yine de. Ligin C.Ronaldo'su olan Zafer Demiray da oyuna girince Karşıyaka iyice hareketlendi. Maçın 74.dakikasında Taha'nın pasında Ferhat topu filelere yolladı. İki sol ayaklı futbolcunun hazırldaığı gole bir solak olarak ben de baya sevindim.

Maçın bitmesine 15 dakika vardı. Karşıyaka'ya gol atmak da zor. O zaman aynı oyun devam ederse Manisaspor puansız ayrılır. Düşüncemiz buydu. Ama Karşıyakalı futbolcular genç takım olmasının dejavantajını yaşadılar. Maçın normal süresinin bitmesine 5, uzatmalarla beraber 10 dakika kala topu rakip köşe gönderinin civarında saklamaya çalıştılar. Kendini yere bırakıp sakatlanmış numarası yapmaktan daha ahlaklı bir çabaydı ama çok erkendi. Orada yaşanılan top kazanma mücadelesi iki kırmızı karta neden oldu. Serkan İrdem ve Kalabane oyundan atılan isimler oldu. Gol yememek isteyen takımın forveti, atmak isteyenin de stoperinin oyundan çıkması gol atmak isteyenin avantajı olur. Bu da öyle oldu. Çünkü ileride top tutamayan Karşıyaka üstüne haldır haldır gelen bir Manisaspor bulacaktı. Keza son dakikada topu önüne alan Sezer 40 metreden attığı golle maçın skorunu belirledi.

Manisasporlu faraftarların gole sevinçleri, 74.dakikada çıkan sesin çok altında kalsa da İzmir'e etkisi daha fazla oldu. Bir paragraf da Sezer'e açalım. Ligin en iyi topçusu olduğunu tartışmaya gerek yok. 1985 doğumlu ve İstanbul'a gelmesi gereken bir isim. 3 büyüklerin ona uzak kalması ise şaşırtıcı. Manisaspor'dan Hakan Balta'yı, Burak Yılmaz'ı, Holosko'yu, Selçuk'u büyük paralarla alan takımlar Sezer için niye çaba sarfetmiyorlar hakikaten ilginç.

Maç 1-1 sona erdi. İlk maç 2-2 bitmişti. Goller Ferhat ve Sezer'den gelmişti. Yine Ferhat ve Sezer attı. İki takım da bu sene birbirlerini yenemedi. Türk futbolu ise birbirine 30 dakikalık uzaklıkta bulunan iki takım arasında başlayan yeni bir rekabet kazandı.

Hiç yorum yok: