Ben Galatasaraylı olduğum için Ali Sami Yen'de sadece geçen sene yaşanan 3 örnekle başlayalım. Bu örnekleri, maça giden birçok insan; yani bazılarına göre "birçok serseri" kendi stadında çok yaşamıştır.
Geçen senenin ilk yarısı. Galatasaray çok iyi başlamış. Her maç günü keyif. İnsanlar eğleniyor, takımdan memnunlar. Rakip ise yıllardır yenemediğimiz Eskişehirspor. Herkes Sokak'ta toplanmış. Alkol çok tüketiliyor. Ve bir anda olmayan şey oluyor. Eskişehirspor taraftar otobüsleri Galatasaray taraftarlarının en çok bulunduğu yerden, maç saatini beklediği yerden geçiyor. Yüklemi düzeltelim. Geçiyor değili geçirtliyor. Sonrası; atılan taşlar, kırılan camlar vs..
Ligin ikinci yarısı. Galatasaray bu sefer kötü. Bir sonraki iç saha maçı Fenerbahçe ile. Şampiyonluk için kritik bir 3 hafta. İlk rakip Ankaragücü. İlk zamanlardaki keyif yerini gerginliğe bırakmış. Değişmeyen tek şey; insanların maç öncesi toplandıkları adres ve tüketilen alkol miktarı. Bir anda olan ise, pek olmayan şey. Ankaragücü taraftar otobüsleri Sokak'tan geçiyor(!). Galatasaray ile Ankaragücü arasında herhangi bir husumet yok. O nedenle ilk otobüsler sorunsuz geçiyor. Ama her insan aynı değil. 3-5 kişi, kendini kanıtlamak için veya alkolün etkisi ile son geçen otobüslere ters hamle yapabilir. Aynı şekilde son otobüstekiler. Yapıyor da. Sonuç: kırılan camlar, çekilen bıöaklar.. 90 dakika birbirine küfür eden tribünler.
Nisan ayında Bursaspor ile oynanan maçta da aynı şey yaşanıyor; bu sefer bir diğer sokakta. Bu olayların hepsi gazetelerde tribün terörü olarak veriliyor. Oysa deplasman otobüsleri başka sokaklardan geçilse bu çarpışmalar yaşanmayacaktı. Ortada "terör var" denilecek bir haber olmayacaktı.
**
Pazar günü yaşananlar. Kim haklı kim haksız, kim saldırdı, kim mağdurdu hiçbiri önemli değil şu anda. İnönü'deki derbilerde nasıl önlem alındığını biliyoruz. Uzun yıllardır bir olay olmadığını da. Polis isterse rakip taraftarları birbirine bile göstermez. 7.5 sene süren yasaktan sonra oynanacak ilk maçın ne kadar gergin olabileceği az çok belliydi, sokakta çocuk ile sağır sultan bile biliyordu. Ve şu unutulmamalıydı; 30.000 kişiden 29.500 tanesi sağduyulu davransa da sadece 500 kişi ters hareket yapsa olay çıkar. Önemli olan o 500 kişiyi engellemek ve devamında ayıklamak.
Bugün skandal bir karar alındı. Sakaryaspor taraftarı, Kocaelispor deplasmanına gidemeyecek. Yasaklandı. Beşiktaş-Bursaspor maçında çıkan olayların karardaki etkisi büyük. Kurunun yanında yaş yanıyor.
Görevini yapamayan, güvenliği sağlayamanlar veya sağlamayanlar (görevlerinin bu olmadığını savunanlar da var) yine cezayı olayla alakası olmayan insanlar kesti.
Beşiktaş-Bursaspor maçında çıkan olaylardan dolayı Beşiktaş ve Bursaspor taraftarlarına yasak konulsa bile yanlış olacaktı. Düşünün Beşiktaşlısınız. Olaylara karışmıyor, kurallara uyuyorsunuz. Tek isteğiniz takımınızın her maçını izlemek, takımınızın yanında olmak. Fakat bir kaç kişinin çıkardığı kavga yüzünden bundan sonra siz deplasmanlara gidemiyorsunuz. Bıçak çekenler, bira şisesi atanlar, otobüslerin önünü kesenler yollarına devam ederken siz yasaklarla karşılaşıyorsunuz.
Daha da vahimi; 100 Beşiktaşlı, 100 Bursasporlu İstanbul'da kavga ediyor ve siz bir Sakaryasporlu olarak Kocaeli'ne gidemiyorsunuz. İşte tam olarak bundan korkuyorduk. Çıkan olaylardan sonra yasa çıksın, yasaklar gelsin diyenlerin ilk icraatıdır bu.
Bundan sonrası şöyle gerçekleşebilir. İtler kopuklar serseriler maça girmesin (buna hepimiz dahiliz, çünkü deplasmana gidiyoruz deplasmana giden serseridir), futbolu seven adamlar (kendileri o kadar çok sever ki futbolcudan teknik adama herkese sallarlar) maça girebilsin. Bunları nasıl ayıracağız sorusuna, "futbolu, takımını gerçekten seven adam maç bileti ne kadarsa parasını verir girer maça" cevabı verilir. Alkışlar kopar ve bir anda en ucuz bilet 100lira olur. Herkes mutludur. Kulüpler para kazanır, topçular para kazanır, çünkü pasta büyümüştür, yayıncı kuruluş "zaten maç parası 100 lira" der zammını yapar, o da para kazanır, polis zaten yasaklar sayesinde rahatlar, hafta sonu gider 100 liralık maça sahaya bakarak izler, devlet "Sporda Şiddet Yasası"nı çıkartmak zorundadır diye işine gelen ilk yasayı çıkartır, içine istediği maddeleri ekler, basından da "devlet teröre el koydu" alkışını kapar. Bu arada olay çıkaranlar (yani maşalar) değil ama olay çıkartan abiler, büyükler tribünde olmaya devam eder, kulüpten biletlerini alırlar, sıcak ilişkiler devam eder ve 100 liralık bileti karaborsada 200 liraya satar. Zaten futbolu seven adam, çok seviyorsa çıkarsın versin 200 lirayı, nedir yani?.
Kötü bir senaryo mu? Bekleyelim. İnşallah yanlıştır. İnşallah bundan sonra çıkacak ilk olayda olay çıkartanlar ceza alır. Suçun cezasını suçu işleyen çeksin. Aksini savunanlar da umarım bir gün çok alakasız bir konunda başkasının cezasını çeker. Hiç olmazsa adalet bir şekilde sağlanmış olur.
6 yorum:
Polisin görevi güvenliği sağlamak ama taraftarların kavga etmesini engellemek değil. Taraftar niye kavga eder? Sorun burada. Gerekirse 200 lira olsun bilet yanlış anlama ama. Sen yanacaksın, ben yanacağım. Ama bu olaylar yüzünden maça gidemeyen adam maçına gidebilecek. Etmesinler abi kavga. İnsan olsunlar. Edeceklerse de adam gibi boş bir araziye gitsinler, milletin canını tehlikeye atmasınlar. Sıçayım onların kavgalarına.
93 senesinde 8-0 kazandığımız maçta 19 Mayıs maraton tribünündeydim. Kafamıza kayalar yağdı. Babamın kafası yarıldı, benim kaşım açıldı. Babama yalvardım tekrar maça gidebilmek için. Hagi gelene kadar da gidemedim maça. Kimsenin bunu benden almaya hakkı yok. Gerekirse 200 olsun, senede bir kere gideyim. Canımdan değerli değil hiçbir şey.
aslında ben de aynı şeyi söylüyorum.kimsenin bunu bizden almaya hakkı yok.. kavga eenler belli, olaya karısan belli.. cezayı çeken ise biz siz.. ben 200 lira veremiyorum sen deplasmana gidemiyorsun..
beşiktas-bursa maçında da hayatında 5 değil 3 defa maça gitmiş 15 yaşındaki bir çocugu görevlendirsenİ bursa ve besıktas taraftarını karsı karsıya getirmeden içeri sokardı..
tamam kavga yanlış, kavga kötü, tamam insanlar kapışmasın, o bilince gelsin ama öyle olmuyor işte.. bilinçsizler yüzünden olan temiz düşünenlere oluyor..
son zamanlarda, belki de tüm zamanlarda blog aleminde okuduğum en güzel yazı olabilir.
müsadenle kendi blogumda link vericem bu yazına.
eyvallah kutay
çok teşekkürler..
müsade senin, istediğin gibi kullanabilirsin...
kutay oradaydım.
Kabataş'da inip Dolmabahçe ışıklara geldiğimde Bursalılar daha yeni geliyordu. O an "hurra" yapıp oraya dalmanın çok kolay olduğunu gördüm ve bunun muhabbetini bile yaptık.
Ben Fenerbahçeli olarak İnönü'ye gittiğimde çok daha az gereği olmasına rağmen Pazar gününün iki katı polis görüyorum.
Ben sadece şu noktaya değinmek istiyorum.Kocaelispor-Sakaryaspor maçları bu maç gibi olaylı geçtiği için zaten ortada bir yasak vardı.Yani Beşiktaş-Bursa maçının etkisiyle alınan bir karar değil.Bugün çıkan haber kesinlik kazandı mı bilmiyorum ama Sakaryaspor taraftarları Kocaeli'ye gidebilecekler.
Yorum Gönder