En son 2002 yılında kalmıştık. Bu yazı serisi de Ömer Güvenç'in Beşiktaş'ın şampiyonluk öyküsü gibi öykülerinden değil. Ama işte 10-12 yılı aynı yazıda anlatmayalım diye kısım kısım gidelim istedim. 2003 yılı Gazi Koşusu farklı anlamlar taşıyordu benim için. Gazi Koşuları'nın seneler içinde her zaman okulların kapanmasını çağrıştırdığı, Enternasyonel Yarışların ise açılmasını çağrıştırması 2003 yılında değişti ilk defa. Çünkü o yıl ÖSS sınavı vardı ve Dinyeper'in Grand Ekinoks'u burun ucuyla geçtiği yarışın olduğu gün sınava girmiştim. Ayrıca okulların eylül ayında açılması gibi bir sıkıntı olmadığından daha bir keyifle izlemiştim Enternasyonel yarışları. Kaldı ki o sene Malazgirt Koşusu'nu da Ersanhan kazanmıştı, ekleyelim. Bu özel yılda şimdiye kadar hiç bir tay Perfect Storm kadar favori girmemişti yarışa. Zaman zaman ciddi sürprizlerin de yaşanabildiği böyle bir yarışta 1.15 gibi bir muhtemel, Perfect Storm'un ne kadar ağır favori olduğunun en bariz ispatıdır sanırım. Ancak yarış beklenildiği gibi gelişmedi ve bültenlerin sert jokeyi Bekir Gökçe ile dış kulavrdan kopan Sufi kariyerinin tek başarısını elde etti belki de.
***
2004 yılında yine enteresan bir haftasonuna denk geldi Gazi Koşusu. ABD başkanı Bush'un ziyareti dolayısıyla koşu cumartesi gününe alındı ve belki de ilk defa bir Gazi Koşusu cumartesi günü koşuldu. Açıkçası benim şimdiye dek gördüğüm en verimli jenerasyonlardan biriydi 2004 jenerasyonu. Orta mesafede bütün rekorları altüst eden Sabırlı, o yılın erkek tay deneme galibi ve gazi'nin de favorilerinden olan Kaneko ve o ana dek koştuğu hiçbir çim yarışında geçilmeyen YavuzStar aynı koşudaydı işte. Aslan Birdal 2000 yılında Sheer Honor'la teptiği fırsatı bu kez tepmedi ve YavuzStar'la muradına erdi.
***
2005 yılı 9 yıl aradan sonra tekrar Halis Karataş ve 17 yıl aradan sonra da bu kupayı en çok kazanmış eküri olan Eliyeşil ekürisinin yılı oldu. Gladyatör, Golden Sun ve özellikle de Süleyman Akdı'nın izlediğim en iyi üç İngiliz atından biri dediği Champs to Champs'li renkli bir gruptu o grup. Popular Demand Gazi'yi kazansa da Anakara Koşusu ve bir sonraki yıl Mahsun Kurmızıgül'ün konser verdiği gün koşulan Başbakanlık Koşusu'nda Champs to Champs'in gerisinde kalıp karizmayı çizdiriyordu. Ayrıca kupa töreni sırasında Melisa Eliyeşil hanımefendinin gözyaşları da dikkatlerden kaçmadı.
***
2006 yılı Gazi Koşusu'nun son düzlüğü Ertül Cankılıç & Halis Karataş ikilisinin 7 yıl önceki mücadelesinin rövanşı gibi oldu. Yarışın sürprizlerinden sayılabilecek Annosh içeriden gelip bir anda liderliği aldıysa da Hızelbeyi'nin ataklarına direnemeyip fotoda vermişti yarışı. Bors, Lovely Doyoun, Out Of Control gibi vasatın biraz üstü isimlerin yer aldığı garip bir jenerasyondu.
***
2007'de Inspector'un sürükleye sürükleye kazandığı Gazi mi daha kötüydü yoksa 2002'de Fernando'nun kazandığı mı, buna bugün bile karar vermek oldukça güç. Herşeye rağmen kumda daha başarılı koştuğunu düşündüğüm Arsenic, kısa mesafelerde iyi yarışlar yapabilen Topor ve bana göre günümüzdeki en başarılı İngiliz olduğunu düşündüğüm Salvatore gibi safkanlar Inspector'u geçmeye çalıştılar o gün, başaramadılar.
***
Geçen sene için şunu söyleyeyim, Nihalim'in farklı bir anlamı vardı. Bir kere 8 yıl aradan sonra ilk kez bir dişi Gazi kazanmaya bu kadar yaklaşmıştı, diğer etken ise jokeyler içinde kendine çok fazla güvenmesine rağmen stilini beğendiğim Selim Kaya'nın bu tayı tercihiydi. 8 yıl aradan sonra belki bir dişi kazanamadı ama Sadettin Boyraz Pan River ile tekrar Gazi sevincini yaşadı. Geçen yıl hatırlanacağı gibi Appiah ve İzmir'de başarılı yarışlarını izlediğimiz John Carew de bu yarışta ter dökmüşlerdi. Ancak 2008 jenerasyonundan asıl akılda kalması gerekenler Nash Bishop ve özellikle de Genghis Khan'dı. Yarın 28 Haziran gününü detaylı biçimde değerlendiririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder