Cumartesi, Haziran 27

Edebiyat Fakültesi


"Dünyanın bütün edebiyat fakültelerinde olduğu gibi burada da buram buram bir kasvet kokuyor. Sanki dünyanın ışığı azalıyor birdenbire. Bu kentte edebiyat fakültesinin en büyük özelliği asla iyi edebiyatçı yetiştirememmesidir. Fakülteyi her dönem saran sağcı, muhafazakar, arkaik fikirler de cabası. Hiçbir dönemde atılım yapıp bu sarmaldan çıkamamıştır bu köklü geçmişe sahip kentin edebiyat fakültesi. Bu belki de bir nebze anlamlı, daha iyi... Tarih dondurulmuş oluyor bu şekilde. Bir sosyal bilim laboratuarı gibi, içine girdiğinde kenti yüzyıllar öncesine taşıyan binbir fikir akımının, meyvesinden çıkmış, ortada kalmış kurtçuklar gibi zavallı bir şekilde etrafta gezindiğini görüyorsun. Bu, nostaljik bir duygu veriyor insana. Bir de öğretim üyeleriyle filan karşılaşıp, onların Kafka karakterlerini andıran kıtıpiyos, küçük hesapçı, depresif görüntüleriyle yüzyüze gelin mi herşey tamam oluyor."

Aşkı, temiz kalpli, genç adamları öğüten kadınlara mahsus bir tezgah olarak tanımlayan bir roman kahramanının İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi hakkındaki düşüncesi.

Küçük Şeytan - 1999 -Hikmet Temel Akarsu

Hiç yorum yok: