60 dakika dizlerin titriyor. Uzun süredir söylenen şeylere biraz daha yaklaşıyorlar. Ne yapacağını şaşırıyorsun. Ondan sonra imdadına birşeyler yetişiyor. Ezeli rakibin Avrupa Kupası'ndan eleniyor. Rahatlıyorsun. Hakkın bu senin. Onların başarılı olmasını istmiyorsun. Onlar da senin olmanı istemiyor zaten. Ama rahatlık yerini kısa bir süre sonra zafer kazanmış coşkusuna bırakıyor. Sanki ezeli rakibine kendi seyircisi önünde 3 golü atan senmişsin gibi. Bir anda renkdaşlarınla buluşup Bağdat Caddesi'nde tura çıkmış buluyorsun kendini( yaşandı gerçektir). Saklandığı yerden çıkan pusucular gibi.
Televizyonlar şampiyonluğunu kutlar gibi programlara giriyor hemen. Ezeli rakibinin yenilgisinden sonra televizyona senin eski yöneticilerin çıkıyor. Nerdeyse bir dansöz eksik. Sazlı-sözlü şampiyonluk kutlamalarından tek farkı bu.
Resmi siten yalanlama görevini bırakmış farklı arayışlara girmiş. O da senin gibi. Pusudan çıkıyor. 3 aydır sus-pus olurken bir gecede aklına bir şey gelivermiş. Kutla o zaman bu günü, bu haftayı. Ama bir gün günlerden 19 Mayıs olunca, birşeyler birikince illa bir tepki olacaktır. Tepkinin biriktiği zaman centilmenlik çağrısı yapma, şimdiki gibi ol. O zamanki gibi bazı şeyleri yine anlamamazlıktan gelme, saf çocuğu oynama. Unutma ki rüzgar eken fırtına biçer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder