Perşembe, Mart 5

Rumba De Barcelona


Bugün keyifli sayılırdım. Ama biraz yorgundum. Çok neşeli bir ruh halinde değildim. Zaten hiçbir zaman olamadım. Birşeyleri kafama takmadan rahat edemiyorum. Sonuçta ortalamanın üstünde bir neşeye sahiptim. Biraz müzik dinelyip yorgunluk alayım sonra da yatayım dedim. Ama işte elimiz müzik seçerken bile melankolik olanlara gidiyor. Öyle olunca 15 dakika içinde "hay .mına koyim" moduna giriyorsun. İçkiye de yıllar sonra yeniden başlayınca içmek için neden bulmuş oluyorsun. Neyse ki erken uyandım kabustan. Ne oluyoruz lan dedim. Listeyi değiştirdim. Direkt Manu Chao'ya sardım. Denia'yı dinleyip aynı modda devam edebilirdim, ama Rumba de Barcelona bir numaradır. Her zaman imdada yetişir.

Allaha çok şükür bu şarkıyı Ntv ve Ronaldinho sayesinde öğrenmedik. Nasıl nerden duydum ilk, onu da bilmiyorum. Genelde bu tarz şeylerin kaynağı abim olur ama çok emin değilim. Manu Chao ile tanışmam da bu sayede oldu. Manu Chao için de yazalım bir iki cümle.

Allaha şükür onu Galatasaray formasıyla çıktığı konser sayesinde tanımadık. İyi ki çıktı o ayrı konu. Hiçbir zaman sıkılmadan dinlediğim bir adam. Bazı şarkıları ve adamları bazı dönemlerde diğerlerinden daha fazla dinlerim. O dönem bitince eski hallerine geri dönerler. Ama Manu Chao hiç öyle olmadı. Her zaman aynı seviyede. Hakan Balta gibi diyebiliriz. Birçok anımızda onun şarkıları arka fonda duyuldu. Zaten müzik öyle dinlenir. Oturup dinlemek elzem geliyor bana. Soundtrack tadında olmalı. Rumba de Barcelona efsane 2000-2001 sezonunu hatırlatır bana.

Şu ruh halinde ve şu yazıda bile, iki takım ve iki futbolcu ismi geçti ya, kesinlikle iflah olmayacağımın kanıtıdır.

Hiç yorum yok: