Pazartesi, Mayıs 25

33.Hafta


Öncelikle göreve talip olduğumu açıklamak istiyorum. Teknik direktör eleştirisi yapmak istemiyorum, çünkü diğerlerinden farkımız kalmıyor. Bu isim yıllarca aşık olduğum Bülent olunca iş daha da zorlaşıyor. Üstelik iyi oynadığımız bir maçtan sonra yazarsak skor yazarlığı da yapmış oluruz. Ama işe de biraz mizah katmadan olmaz.

Olay şu. Maddi sıkıntım yüksek. İyi para kazanmak lazım. Futboldan da az çok anlıyorum. Galatasaray'ı da taniıyorum, biliyorum. Camianın içinden gelen biriyim. Ben Galatasaray'a teknik direktör olmak istiyorum. En azından para almasam da maç izlerim bedava. Oyuncu değiştirmeye de gerek yokmuş. Oturur izlerim. Ayağa da kalkarım. Kimse "çök çök" de demez. Ama ıslık çalmayı bilmiyorum. O yüzden biraz zorlanabilirim. Hakan Ünsal'a giderim o öğretir bana. İki de gönlünü hoş tuttum mu kimse sırtımı yere getiremez. Evet, göreve talibim.

Şaka bir yana. Veya ciddilik bir yana. İyi oynadı Galatasaray. Beşiktaş ve Denizli yine şanslıydı. Bunu inkar etmeye gerek yok. Şans çalışanın yanındadır o da ayrı. Mustafa Denizli, farkı şeyler deneyen bir teknik adam. Farklı şeyler deneyen insanlara saygı duymak gerek. Bizi 8 sene sonra yine yıktı. Ve yine Yusuf ile yıktı. Yusuf, Fenerbahçe'de, Denizlispor'da, A.Sebatspor'da gol attı bize. Dün listeye Beşiktaş'ı da yazdırdı.

Mustafa Denizli şanslıysa, Orkun da bir o kadar şanssız. Leverkusen'den 5 gol yedi, üstüne Türkiye'nin en iyi frikik atan topçulardan birinden Sami Yen'de gol yedi. Bir daha oynayamadı. Dün oynadı, Mehmet Topal'ı durduramadı.

Takım iyidi. Sabri bile canavar gibiydi. Hep böyle Sabri olsa kimse ona bir şey diyemez. Nonda, Yeşil Yol'daki John Coffey gibi sanki. İri yarı bir fizik ama hep bir iyi niyet. Bundan sonra yolumuz ayrı olur herhalde, Allah gönlüne göre versin herşeyi. Geçen sene attığı gol yeter. Sezon değerlendirmesi yapınca her futbolcuya değiniriz ama şunu demeden de bu haftayı es geçmeyelim. Adamsın Kewell!
3 Galatasaraylı 3 Fenerbahçeli maçı beraber izledik. Ortak duruş sergiledik Galatasaray yensin diye. Hayatımda ilk defa bir Galatasaray golüne bir Fenerbahçeli le beraber sevinmiş oldum. Devamı gelmedi. Mahçup olduk çubuklu arkadaşlara.

Dün gol yağmuru vardı. Hangi kanalı açsak gol yakaladık. Guiza bile 2 gol attı. Ceyhun Gülselam bile oynamadı oynamadı bu hafta gol attı. Kuponlarımızdan biri tuttu. Süpriz yoktu. Konyaspor'un işi zorlaştı. Bundan sonra işi mucizeye bağlı. İş 2li 3lü averaja kalabilir. Aynı şekilde Uefa içinde durum karışık. Trabzon, Fenerbahçe'yi biz Sivasspor'u yenelim. Beşiktaş yenilsin. Bakalım ne olur öyle bir durumda. Ama biz yenilip, bir de Bursaspor yenerse bu sefer hem Sivasspor Sami Yen'de şampiyon olur hem de biz Uefa'ya elveda deriz. Aynı şekil alt sıra için geçerli. Kumandayı ver birine 6 maç izle haftası değil. Elde puan durumu ve kalem bulunmalı.

Ankaragücü'nün ligde kalması sevindirici.Keza Eskişehirspor'un da. Konyaspor'un düşmesini daha çok isterim. Konyaspor demek o bozuk zeminli saha demek, Uğur'un sakatlığı demek, zevksiz yeşil formalar demek, Cihan, Fahri, Veysel gibi kafa yoran topçular demek. Gidip kendilerine reset atsınlar. Gereklı böyle bir şey.

2 sezon önce bu hafta kombinemizle Sami Yen'deyedik. Boşluk yıllarıydı. Geçen sene bu hafta kışladaydık, bu sene bu hafta Bağdat Caddesi'nde Peralta ile. Seneye haftaya nerede? 33.haftaların heyecanı hep yüksek olsun ki kafamız dağılsın.

Hiç yorum yok: