Çarşamba, Mayıs 20

Yürüyüş, notlar

Bu yürüyüş muhabbetine hiç alışamadım ben. Sağlıklı yaşam için yürüyüşe karşıyım. Ama muhabbetle, sağa sola uğrayarak yapılan yürüyüşe varımdır her zaman. Nitekim Sertaç efendi ile Kadıköy'den Bostancı'ya kadar yürüdük bugün. Yaklaşık 7 km falan. Kadıköy'de Werder Bremen'liler ağırlıkta idi. Daha gelmeden Kutay maça gidelim diyordu, "rehabilitasyon olur". 95 tl çok geldi açıkçası bu teklifi reddettim ama bugün öğrendim ki derbi biletleri 90 tl imiş. Bu fiyatlar neye göre belirleniyor bilmiyorum. Saraçoğlu'nda en ucuz kombinenin fiyatı 600 idi, bu yıl ki yüksek performanstan (!) ötürü 800 olmuş. Bir çok arkadaşım seneye yenilemeyi düşünmüyor haliyle.
***
Özgürlüğün fazlasıyla kısıtlı olduğu bir yerden hemen hemen sınırsız özgürlüğün olduğu bir yere çıkan insan buğday ambarındaki aç tavuk misali oluyor. Neyle meşgul olacağını şaşırıyor, kararsızlık sıkıntısı çekiyor. Hayatın akışına kendini kaptırmakta zorlanıyor, bir süre uzaktan seyrediyor sanki. Bu boşlukta kalmışlık duygusu daha ne kadar sürer bilemiyorum, eş dost sağolsun çok süreceğini de zannetmiyorum. Birikmiş Leman'ları okumak süreci hızlandırabilir.
***
Eve geldim, Yaprak Dökümü izleniyor. Hala aynı kasvet, sıkıntılı ilişkiler, entrikalar falan... Dön dolaş aynı muhabbet. Dünyanın en kolay senaristliği bu ve Binbir Gece'nin senaryolarını yazmak, yaratıcılık sıfır. İki kelam eleştirip açtım UEFA finalini... Shaktar koparır gibi duruyor şimdilik, eğer kalecisi ikinci bir ikramda bulunmazsa...

Hiç yorum yok: