Sakaryaspor küme düştü. TFF 2.Lig'deler artık. Sakaryaspor'un bu yeri haketmediğini söyleyenler çıkacaktır. Ama ne yazık ki hakediyorlar. Başarısız yönetimlerin yarattığı son budur. Göztepe'ye , Adanaspor'a olan da buydu. Sakaryaspor tribünü bunu haketmiyordu denilebilir. Ama Sakarya gibi zor bir deplasmandan 2 sene boyunca uzak olmak da bizim için kötü değil.
Bu durumu haketmeyenler kesinlikle Sakaryasporlu futbolculardır. 2009 yılında, takımıyla-kulübüyle arasında bağ kuramayan milyon tane futbolcunun olduğu bir dönemde böyle bir takımı görmek oldukça sevindiriciydi bizim için.
Takımın yarısı devre arasında kadro dışı kalmıştı. İlk devre 9 puanla son sırada noktalandı. Küme düşmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ligde kalmak bir yana, 17.sırada olan takımla aradaki farkı kapatmak bile imkansız olarak gözüküyordu. Hele 18.hafta maçında Gaziantep BB'e 1-0 öne geçtiği maçta hem de Sakarya'da 4-2 yenilince artık hiç bir umut kalmıştı.
İşte o anda silkinen topçular oldu. 16 haftada 30 puan topladılar. Manisaspor ile Manisa da berabere kaldılar, Diyarbakırspor'u yendiler. Boluspor ile Bolu'da berabere kaldılar. Kasımpaşa'yı son hafta yendiler. Ama Göztepe ile dost olan takım İzmir'de gülemedi. Önce Karşıyaka'ya sonra Altay'a yenildiler. İzmir'den bir puan çıkarabilseydi şu an ligde kalmış bir takımın muhteşem destanını yazacaktım.
İşte 1 puan fark, bu destanı yaşanmamış saymasın. Bu destan yaşandı. İlk defa belki de bir spor kulübünde, tribünden,şehirden önce takım ayağa kalktı. Önce futbolcular kenetlendi. Üstelik aralarında Okan Koç'un olduğu bir takım. Şaka bir yana bizim Sami Yen'de yer alan pankart resmen gerçeğe dönüyordu. Topçular sahadaki Tatanga, Tatangalar tribündeki topçulardı. 21 yaşındaki Özgürcan Özcan tek başına 17 gol attı. Okan Koç geldiği yerlere geri dönünce yeniden doğdu. Sol bek Mustafa Sevgi ileride geride herşeyı yaptı. Olmayacak zamanlarda olmayacak goller attı, olmayacak puanlar kazandırdı. Ortasahanın ortasında Abdoulaye ve Abdülvahit birbirlerini müthiş tamamladılar. Ferdi Başoda boş kaleye golleri kaçırdı, en kritik zamanda en kritik golleri attı. Ve asıl önemlisi, bütün takım hiç bir zaman mağlubiyeti kabullenemedi. İzmir'de Karşıyaka'ya yenildiler. Öyle bir atmosferde başka takımlar başlarını kapayıp soyunma odasına kaçarken onlar tribünle laf dalaşına girdiler. Belki ayıp gözüken bir şey ama bir yandan bakınca da çok dürüstçe. Sanki otobüsü taşlanan deplasman taraftarı gibiydiler. Sakarya'da son dakikada Rizespor'dan gol yiyince en çok onlar yıkıldı.
Son maçta Kasımpaşa'yı yenmelerine rağmen tek gol farkı nedeniyle küme düştüler. O zaman dramın en büyüğünü yaşadılar. Kolay değil. Sezonun en güzel masalını hikayesini yazacaklardı ki, en dramatik senaryonun baş aktörü oldular. Yıllar önce küme düşen Karabükspor'dan, Erciyesspor'dan bir farkları kalmadı. Oysa olması lazımdı. Son 10 yılda takımını bu kadar sahiplenen başka bir futbolcu ordusu görmemiştim. Bir umut ışığı saçtıkları için kazanan biz olduk belki, ama onlar yine kaybetti sayılacak. Sakarya yenildi diye futbolun ruhu da yenilmiş sayılmasın.
1 yorum:
Eline sağlık güzel yazı olmuş.
Yorum Gönder